Ebru Kılıçoğlu

Kupa ekonomisi

11 Haziran 2016 Cumartesi

EURO 2016’nın, ‘Randevu’ adını taşıyan resmi basın kitinde, turnuvanın UEFA nezdindeki kazanç tahminleri şöyle sıralanıyor:
Televizyon haklarından gelir: 1 milyar Avro (Karşılaşmaları 230’dan fazla ülkenin yayımlaması bekleniyor);
Seyirci ve bilet geliri: 500 milyon Avro (Karşılaşmayı 2.5 milyon taraftarın izlemesi bekleniyor. Bunlardan 1 milyonunun yurtdışından Fransa’ya geleceği tahmin ediliyor).
Sponsorluk geliri: 400 milyon Avro. Malum sponsorların listesi yaz yaz bitmiyor…
Gelen ziyaretçilerin, karşılaşma sırasında 1 milyar Avro harcaması ise bir diğer öngörü. Her ne kadar ekonomistler bu konuda iki farklı görüşe sahip olsa da… Kimisi turnuvaların normal, kaliteli ve daha çok para harcayan turist akışını engellediğini; tanıtım, statların yenilenmesi, şehrin hazırlanması gibi masrafların her zaman için düşünülenden fazla olması gerçeği de buna eklendiğinde aslında turnuva ev sahipliğinin çok da avantajlı olmadığını iddia ediyor… Kimileri de 5 seneye yayılan bir süreçte turnuvaya ev sahipliği yapan şehir ve statlara gösterilen ilginin zamanla kademeli olarak da arttığını ve anlık yansımanın dışında ekonomik yansımaların çok daha fazla olduğunu söylüyor. Her ikisi de detaylı araştırmalara dayanıyor…

İnanılmaz para akışı
Kim ne derse desin, EURO 2016 etrafında inanılmaz bir para akışı kümeleniyor. Sadece turnuvaya ev sahipliği yapan ülkenin değil katılımcı ülkelerin, futbolcu, antrenör, yorumcuların sponsorluk ve reklam gelirleri, özetle futbola ucundan kıyısından dokunan herkesin bir anda artan popülerliği ile çoğalan bireysel gelirleri de dikkate alınmalı.
Ancak Türkiye açısındansa, kazanç ekonomik olmanın çok çok daha ötesinde. Türk Milli Takımı son dönemde üzerine yapışan ‘terör ülkesi’, ‘istikrar gazisi’ ‘diktatör memleketi’ imajlarını tersine çevirme misyonunu da üstlenerek çıkacak seyirci karşısına… İşte bu psikolojiyi yönetmek en az sportif başarı kadar önemli. Mesela tutkulu bir futbol evet. Ama agresif bir futbol asla! Teknik direktöründen masörüne herkes, üzerinde taşıdıkları formada 70 milyonun, futbolla en alakasız kişi de olsa, Türk vatandaşı olan herkesin hakkı olduğunu hatırlamak zorunda. Zira burada yaratılacak başarı bir kenara, sempatinin en basitinden şu anda bomboş olan otellere, onun etrafında dönen turizm ekonomisine son derece önemli bir etkisi olacak.

Dağıtılan imajı toplamak
Büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmanın da; durma noktasına gelen ekonomiyi bir noktaya taşımanın da yolu bu dağılan imajı toplamaktan geçiyor öncelikle. Unutmamalı ki, 150 milyondan fazla seyirci ekibimizi, hatta seyircilerimizi ‘naklen’ takip edecek.
Bir zamanlar, bir dünya kupasında, kaybetmenin verdiği moral bozukluğu ile yerde otura kalmış rakiplerini ellerinden tutup onlara sarılarak tribünlere giden futbolcuların yarattığı ‘Yaşasın Türkler’ etkisini, birebir ve çok yakından yaşamış birisi olarak, bu fırsat çok önemli ve çok iyi değerlendirilmeli diyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prens ve kral 20 Kasım 2024
Kimyasal bağ 11 Kasım 2024
Futbolcudan ötesi 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları