Ebru Kılıçoğlu

Kâbus

07 Mayıs 2017 Pazar

İddia, kıran kırana mücadele, seyirci, hedef, heyecan, hırs… Özetle bir maçı ‘Ne maçtı ama’ diye tanımlayacak ne varsa; işte onların hiçbiri yok sahada! Lige çoktan havlu atmış Galatasaray, teknik direktörlüğü ‘variyete’ye çevirmiş hocasıyla yine deneysel takılıyor. Gol pozisyonları var, evet… Galatasaray, duran toplardan başlayan ataklarla ilk yarıda üç net pozisyona imza atıyor. Ancak gerek Ramazan gerekse Kasımpaşa’nın dikkatli savunması bunlara geçit vermiyor. Tabii, “Galatasaray’ı seyircisiz ve isteksiz bulmuşken bırakmayalım” anlayışı çerçevesinde, golü de kovalıyorlar…
Nitekim, Galatasaray savunması alabildiğine ‘hovarda’ olunca bulmakta da zorlanmıyorlar: 25’te 4 kişiyi peşinde bayrak gibi dalgalandıran Adem, Castro’ya gol asistini rahatça yapıyor… İkinci yarının ilk 15 dakikasında bir silkelenme, oyuna ağırlığını koyma çabası hafiften baş gösteriyor Galatasaray’da. Ancak Tolga, bu nispeten olumlu gidişata gördüğü ikinci sarıdan kırmızı kartla sekte vuruyor. 59. dakikada gelen bu karttan son düdüğe kadar tam manasıyla ‘biçare’ bir ev sahibi seyrediyoruz. Buna bir de hakem tuz-biber ekliyor; Rodriguez’in kafa vuruşunda, rakibin elle çıkardığı topa, direkt kırmızı kart yerine ‘devam’ kararı veriyor. Dönen top, Turgut ile Kasımpaşa’nın ikinci golünü getiriyor… Galatasaray’ın çilesi bununla da bitmiyor. Kasımpaşa, 10 kişi kalan ve yorulan rakibi karşısında bulduğu 3. gol şansını da es geçmiyor.
Bundan daha sadece 6 gün öncesinin ‘rüya takımı’ olarak 5 gole imza atan Galatasaray, rakibinin kendini hiç yormadan sergilediği akıllı oyun karşısında 3 gole ‘ev sahipliği’ yaparak aslında bir ‘kabusun’ içinde yaşadığını gösteriyor. Sneijder’in maçın sonunda gelen mükemmel golüne rağmen…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prens ve kral 20 Kasım 2024
Kimyasal bağ 11 Kasım 2024
Futbolcudan ötesi 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları