İbrahim Hacıosmanoğlu, “Kadın olarak yaşayacağına ölmeyi” tercih etti… Sonra özür diledi. Söyleminden vazgeçtiği için değil. O, bıraksalar yine ölür muhtemelen aynı uğurda. Ama meğersem kadını aşağılamak değilmiş derdi!!! “Pişmanım” dedi “Üzgünüm” dedi, birileri olur dedi, birileri olur mu hiç dedi. Ama bu sefer Allah affetse de, dünyanın en hoşgörülü en iyi niyetli federasyonu (!) affetmedi. Cezayı kesti! 280 gün… Yani 40 hafta. Başka bir deyişle normal hamileliğin süresi: 9 ay 10 gün!
Haber gazetelere “Anlamlı ceza” diye girdi, pek beğenildi. Tabii ya işte, kadınlara hakaret ediyorsa kadınları anlasındı. Maçlara gidemeyerek dokuz doğursundu değil mi? Çok zekice maşallah!

Kadın ve ceza
Ne kadar kötü bir şeymiş bu kadın olmak, ne fena! Öyle ki kadınlık ve kadınlarla yapılan her şey ülkemizde en yüksek ceza müessesesi. Futbol takımına saha kapatma cezası veriliyor, ceza olarak (bir de iyi bir şeymiş gibi sunularak) kadınlar gidiyor stada! Yahu adı üstünde ceza! Birileri kadınlara hakaret ediyor, cezası kadınların en kutsal bilinen görevi üzerinden kesiliyor. Seyirci hakeme kızıyor, hakeme verilen cezanın kahrını topyekûn bağırılan iğrenç tezahüratlarla adamın karısı, kızı çekiyor (Hakeme küfrün başka yolunu bulun demiyorum, aman ha!).
Eskiden, görevli gittiğim ezeli rakip maçlarında, nedendir bilinmez kafayı takmış bir grup adımı da bağırarak anneme küfrederdi. Ben nedense vaat edilen eylemden ayrı tutuluyordum, herhalde erkek dünyasında ezeli rakibin stadına tek başına gidebilmişsen kadın olarak “erkek gibi kız” oluyorsun ya ondan… Her maçtan sonra, arardım rahmetli annemi “Anne yav sana çok küfrettiler bugün” diye “Tevekkeli değil ondan ağrıyor başım” derdi…
O yüzden son sözüm federasyona: Sabrımızı sık sık sınıyorsunuz ama aklımıza hakaret etmeyin! Madem erkeksiniz ve pek matah, o zaman kendi aranızda ceza verin. Korumayacaksınız, ceza olarak göreceksiniz orasını anladık da bari bizi saçma sapan konularınıza mevzu etmeyin.