Duvar Yazıları

Oy ‘Boğaz’dan gelir

07 Ağustos 2015 Cuma

İnsanları; ırklarına, inançlarına ya da inançsızlıklarına, varlıklarına ya da yokluklarına, yediklerine, içtiklerine, oy tercihlerine göre... Sınıflamak, ayrıştırmak, hedefe koymak, hakaret etmek... Aba altından sopa göstermek... Listelerden bahsetmek... 2015 Türkiyesi’nde ne yazık ki hâlâ bu kafalar var... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve danışmanı Metin Özkan bir süredir içinde “HDP’ye oy veren, Boğaz, viski, şeref” geçen demode cümleler kuruyor, çantalarında liste taşıdıklarını söylüyor. Bu şekilde oylarını yükselteceklerini ve tabanlarını diri tutacaklarını sanıyorlar. Muhtemelen bu dilin artık geçer akçe olmadığını ilk seçimlerde anlayacaklar. Peki, hedefe koydukları bu dilden korkuyor mu? Yok daha çok alaya alıyor. Misal Hasan Cemal. Dün T24’te şöyle bir yazı yazdı:

“Hem Boğaz’da evim var. Hem viski içerim. Hem de HDP’ye oy verdim. N’olacak şimdi?.. Şerefsiz! Vatan haini! Satılmış! Öyle mi?.. Haydi ordan, gidin işinize. Ve çizin altını teker teker: Bu kafa demokrasiyle ilgisiz. Bu kafa farklılıklara saygısız. Bu kafada hukuk yok. Hoşgörü yok. Tolerans, tahammül yok. Bu kafa nefret saçan bir kafa. Bu kafa ırkçı. Bu kafa empati duygusundan yoksun.”

Aynı sitede Oya Baydar ise şöyle yazdı: “Bende yalı yok, viski yok, HDP’ye oy verdim. Ne olacak şimdi?”

Yani MHP’nin çıkışı ciddiye alınmıyor.

Bahçeli’den ‘viski’ dönüşü

Günlerdir, Bahçeli’nin “Türkiye’nin kaymağını yiyenler, Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler” sözlerini tartışıyoruz.

Oysa aynı Bahçeli, yıllar önce Erdoğan “ellerinde viski olanlar” deyince, tepki göstermiş, “Başbakan’ın ağzından kurşun gibi çıkmış” demiş, dönemin başbakanını eleştirmişti.

Hatta, TBMM’de 9 Mayıs günü CHP’nin Devlet Tiyatroları ve tiyatrocuların sorunlarıyla ilgili araştırma önergesi görüşülürken de, MHP’li Mehmet Şandır, Erdoğan’ın sözlerini anımsatıp soruyordu: “Bunlar Sayın Başbakan’a yakışır sözler mi?” demişti.

Tabii bu sözler unutuldu.

Belki Bahçeli de bir zamanlar “Viski”cileri eleştirdiği için Erdoğan’a karşı çıktığını unutmuştur.

Şimdi Şandır’ın sözleriyle, biz soralım. Bu sözler kime yakışır?

Eski eşi: Yiğit Bulut şovendi, baskıcıydı

Kaçak Saray’ın gözde danışmanı Yiğit Bulut’un eski eşi Şule Zeybek, Şık’ta Özlem Gürses’e konuşmuş, evliliğini anlatmış.

Şule Zeybek, eski bakan Namık Kemal Zeybek’in kızı, annesi dolayısıyla da Aydın Doğan’la akraba.

Şule Hanım, Yiğit Bulut için şunları söylemiş:

“Yiğit çoook zor adamdı. Çok kıskançtı, şovendi, baskıcıydı... Birçok insan ‘geleceğin lideri’ filan diye onu severken, şimdi nefret eder hale geldi. Ama birçok başka insan da şu anda ona tapıyor.”

Kaç kişinin Yiğit Bulut’a taptığını bilemeyiz ama Şule Hanım’ın şu sözlerini de eklemeden geçmeyelim:

“Evliliğimiz 10 yıl sürdü ve buna karşılık hâlâ bana bir ödül verilmedi ya, ben ona yanıyorum.”

Balyoz’da terfi iyi de, ya ölenler ve tasfiye edilenler?

YAŞ’tan çıkan kararlarla Balyoz davası sanığı albaylardan 3’ü generalliğe terfi etti. Böylece geç de olsa, adalet yerini buldu. Askeri Casusluk davası sanığı Koramiral Veysel Kösele ise oramiral oldu. Ancak açılan davalar nedeniyle ordudan tasfiye edilen askerlerin sayısının bin olduğu söyleniyor.

Bir de ölenler var.

Ya onlar ne olacak?

Önceki gün, yanına Genelkurmay Başkanı’nı oturtup, YAŞ kararlarını imzalayan Erdoğan, iktidarı döneminde yolunu açtığı tasfiyeler ve ölenler için ne düşünüyor acaba?

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları