Duvar Yazıları

Nöbeti gazeteciler tutar, Davutoğlu yasa değiştirsin

07 Aralık 2015 Pazartesi

Başbakan Davutoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanması gerektiğini tam 5 kez söyledi. Sözcü gazetesi, bu 5 ayrı konuşmayı tek tek yazıp Davutoğlu’na çağrı yaptı ve “Samimiysen, destek nöbeti için Silivri’ye gitsin” dedi.

Altına da Silivri Cezaevi önünde nöbet tutan bir Davutoğlu fotomontajı yayımladı. Fotoğraf çarpıcı. Ancak Davutoğlu’nun böyle bir şey yapabilme imkânı yok

Çünkü Silivri önünde böyle bir fotoğraf çektirirse, bu göreve atayanlarca başbakanlıktan azledilmesi söz konusu olabilir

Ayrıca bu nöbeti gazetecilerin tutması daha anlamlı. Başbakan’a düşen, Can Dündar ve Erdem Gül’ü tahliye ettirecek tek maddelik bir yasa değişikliği.

İşin hukuksal jargonunu hukukçulara bırakalım ama “Gazeteciler, yazdıklarından ötürü tutuksuz yargılanır” şeklinde bir madde, tüm sorunları çözer.

Basın Konseyi’ne göre şu anda tutuklu 30 gazeteci var, hepsi bir günde çıkar.

Ve bunu yapacak Türkiye’de tek kişi var, TBMM’de çoğunluğa sahip AKP’nin lideri Başbakan Ahmet Davutoğlu. “Kişiye özel kanun mu çıkacak?” demeyin.

Bu ülkede, Çeçen teröristleri hapisten kurtarmak için zamanında feribot kaçırmayı “terör suçu” kapsamından çıkaran yasa değişiklikleri yapıldı. İşadamları istediği için gece yarısı kanunlar değişiyor zaten, 30 gazeteci için tek madde çok değil.

 

Can Dündar ve 6 hesabı

Gazetemizde dün Zeynep Miraç, Can Dündar ve Erdem Gül’ün portrelerini yazdı.

1961’in 6’ncı ayının 6’ncı günü doğmuş. Doğum saati 6’yı 56 geçe ve 06 kodlu Ankara’da. Dündar’ın çok eleştirildiği Atatürk belgeseli 2006’da yayımlandı. Dündar’ın tutuklandığı gece de 26 Kasım.

Ve daha ilginci Zeynep Miraç yazısını 6 Aralık’ta yazdı. Tutuklandığında 36 yıllık gazeteciydi.

Son bir not daha: Aralık ayı içinde bir tahliye gerçekleşmezse, Can Dündar’ın tahliyesi de 2016’ya kalacak. Tabii 16 ve 26 Aralık günleri de önümüzde.

 

Şehitlere ‘kelle’ demekten ‘Daha çok şehit vereceğiz’e

AB Bakanı Volkan Bozkır, televizyona çıkıp aynen şöyle dedi dün:

“Şehitler veriyoruz, belki daha çok vereceğiz ama neticede ülkesi için şehit olan kardeşlerimizin kanları yerde kalmayacaktır.”

Bakanımız çok sık yurtdışı gezisi yaptığı için, yurtiçinde konuşurken gaf yapıyor. Ya da Şehitlere ‘kelle’ denilmesinin etkisinden hala kurtulamadı. Soruyoruz:

Bakan da olsan, önce biraz empati gerekmez mi?

üstelik hayatı diplomatlıkla geçmiş bir bakan böyle laflar eder mi? Bakanlık için ille televizyona çıkıp konuşmak şart mıdır? “Ağır ol molla desinler” diyenler haksız mı?

 

Açlık sınırı 1427 liraya çıktıysa 1300 TL’lik asgari ücret yeter mi?

Memur-Sen’in her ay açıkladığı “Açlık-yoksulluk” araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1427 liraya yükseldi. Yani bu paranın altında kazanan, ailesiyle açlık çekiyor demek.

Peki, asgari ücret ne kadar. Şimdi bin TL civarında, hükümet yeni yılda 1300 TL olmasına söz verdi. Ve bu net değil, brüt. İşçinin eline geçen net para bunun da altında. Yani asgari ücretle çalışacak bir işçi, evli ve iki çocuk sahibiyse açlık çekecek demek. 13 yıllık AKP iktidarı sonunda geldiğimiz nokta bu. O da 1300 TL’lik asgari ücret eğer gerçekleşirse. Tebrikler...

Çalışkanlara bir ‘duvar yazısı

İşdamı Erol Tabanca, İzzet Çapa’ya anlatmış: “İsveç’te bir duvar yazısında görmüştüm. “Bu işyerinde iş kotarmak, siyah pantolon giyerken altına işemeye benzer. Durumu kimse fark etmez ama sen işeyince büyük bir rahatlık hissedersin.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları