Duvar Yazıları

‘Muhteşem Süleyman’ ağa

16 Eylül 2015 Çarşamba

Bir yandan terör, bir yandan her gün ölen mülteciler, bir yandan yükselen dolar, yükselen işsizlik.

Ama bütün Türkiye, kan, ölüm, gözyaşı ve ekonomik krizle boğuşmuyor. Hayat devam ediyor.

Dünkü magazin gazetelerinde, böyle bir örnek vardı.

İşadamı Ali Ağaoğlu, sevgilisinin doğum günü için evinde bir parti vermiş.

Kocaman bir çerveve içinde, kendisinin ve sevgilisinin tablosunu yaptırmış.

“Muhteşem Yüzyıl” dizisinden esinlenerek tabloya, “Muhteşem Petek” yazdırmış.

Tabloya bakınca, kendisi de “Sevgili kontenjanından” “Muhteşem Süleyman” oluyor bir anda.

Ve doğum günü hediyesi olarak sevgilisine 28 bin dolarlık (90 bin TL) altın bir saat aldığını da herkese anlatmış.

Bari ölüme saygı gösterin

Türkiye’de devlet, gazetecilere “Basın Kartı” verir biliyorsunuz.

Eskisi gibi olmasa da, bazı avantajları vardır bu kartların.

İşinden ayrılan gazeteciler, bu kartları 3 ay içinde iade ederler.

Sadece uzun yıllar çalışıp, “Sürekli Basın Kartı” almayı hak edenler, bu kartı ölene dek taşırlar.

Bugünlerde Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü kart işini otomatiğe bağlamış.

Geçenlerde gazetesinden ayrılan bir editöre, haftasında “Lütfen kartınızı getirip iade edin” diye SMS attılar.

Ama dün yeni bir olaya daha tanık olduk ki, pes!

6 Eylül’de vefat eden gazeteci Onur Belge’ye de mesaj atmışlar, “Lütfen kartınızı iade edin” diye.

“Ölüme saygı” isteyerek soralım:

Ölen biri kartı nasıl iade edecek?

AKP’lilerin tehditleri gazetecileri korkutur mu?

Hürriyet’i basan ve AKP tarafından ödüllendirilip, kongrede divan kurulu üyesi yapılan milletvekili Abdurrahim Boynukalın, ortaya çıkan görüntülerinde gazetecileri korkutmaktan, dövmekten söz ediyor.

“Bizim hatamız, bunlara zamanında dayak atmamak olmuş” diyor.

Gazeteci Murat Yetkin de Radikal’de bir AKP’li yöneticinin “Gazetecileri döverek yola getirelim” teklifinde bulunduğunu yazdı.

Boynukalın’ı mı kastediyor bilmiyoruz ama bu konuşmanın video kaydı da varmış.

Bu konuşmalar hem vahim, hem de komik

Türkiye’de 1909’da işlenen ilk gazeteci cinayetinden bu yana 106 yıl geçti, 65 gazeteci öldürüldü.

Gazeteci dövmeyi düşünen her AKP’li, önce internete girip, şu linke bir baksın:

http://www.tgc.org.tr/oldurulengazeteciler.asp

Orada, Hasan Fehmi Bey’den Abdi İpekçi’ye, Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, Çetin Emeç’ten Kamil ve Sami Başaran’a, İzzet Kezer’den Hrant Dink’e, öldürülen 65 gazetecinin ismi var. Bugüne kadar ölümden korkmayan gazeteciler, dayaktan mı korkacak?

Koyunlarını gösterip vize aldı     

Vize almak hem çok masraflı, hem de çok meşakkatli iş.

Yok şu belge, yok bu belge, yok fotoğraf, yok vize parası.

Geçenlerde bir köylü vatandaş, Amerikan vizesi için başvurmuş.

Mülakatta, bizimki “İstesem de Amerika’da kalamam, dönmem lazım, koyunlarım beni bekler” deyince Amerikalı atılmış:

“Göster koyunlarını.”

Bizimki de cep telefonunu çıkarıp, koyunların içinde çekilmiş fotoğrafını göstermiş.

Vize çıkmış tabii.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları