Ahmet Hakan’a saldırıyı protesto için İstanbul’da cumartesi günü düzenlenen yürüyüşte 12 meslek örgütü vardı.

Basın Konseyi öncülüğündeki gösteriye, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Afyon Gazeteciler Cemiyeti, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, Foto Muhabirleri Derneği, Spor Yazarları Derneği, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, Pen Türkiye Merkezi, Haber Sen, Alanya Gazeteciler Cemiyeti destek verdi.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’na Türkiye genelinde 73, Azerbaycan’da 4, KKTC’de 3 olmak üzere 80 meslek örgütünün üye olduğunu da hatırlatalım.

Ancak gösteriye Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası örgüt olarak katılmak istemediler.

Özellikle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, örgüt çekişmesi nedeniyle bu gösteriyi boykot ettiği iddia edildi. Böyle bir günde, böyle bir çıkış, şaşırtıcıydı.

İktidar baskısına daha açık Anadolu derneklerinin gelmesi, buna karşılık İstanbul örgütlerinin gelmemesi dikkat çekiciydi.

Neyse ki, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Hürriyet yazarı Vahap Munyar, kişisel olarak gösteriye katıldı da durumu kurtardı.

Denize düşen Cem Uzan’a mı sarılır?

Hatırlayın seçimde yüzde 7 alan parti kurmasına rağmen Cem Uzan, Erdoğan’a “Allahsız” dedikten sonra Türkiye’de barınamadı.

Önce barajlarına el konuldu. İki bankası TMSF’ye geçti.

Sonra Telsim şirketine el konuldu, satıldı.

Yetmedi, Adapazarı’ndaki çiftliğin ipliği pazara çıktı.

Her biri 50’şer metrelik çifte süper lüks yatı satıldı.

Ferrari’leri, tabloları, villaları, yazlıkları her şey gitti.

Hem Uzan, hem babası, hem kardeşi ailece Türkiye’den kaçmak zorunda kaldı. Milyar dolarlık şirketler çarçur oldu.

Ve tüm bunlar Erdoğan’ın AKP iktidarı boyunca yapıldı.

Şimdi, Erdoğan yandaşı basın Cem Uzan’ı televizyona çıkarıp, konuşturuyor.

Cem Uzan da karşısındaki televizyonun Erdoğan’ın damadının televizyonu olduğunu bile bile zevkle anlatıyor.

“Mezhep genişliği” derler ya, işte böyle bir şey olsa gerek.

Sizce, acaba o Mercedes hangi ‘zat-ı şahane’nindi?

Cumartesi günü, TEM otoyolunun Kartal mevkiinde seyredenler ilginç bir olayla karşılaştılar.

Mercedes’in en lüks ve yeni modellerinden simsiyah bir makam aracı, bir çekicinin üzerinde İstanbul’dan Ankara istikametine taşınıyordu.

Çekicinin üzerindeki otomobilin plakası dikkat çekmesin diye kapalıydı.

Buraya kadar her şey normal.

Anormal olan, çekicinin önündeki eskort ve arkasındaki koruma aracıydı.

Yani çekicideki Mercedes’e bile bir eskort ve bir koruma tahsis edilmişti.

Kendisini yokken bile makam otomobiline çifte araç tahsil edilen bu zat-ı şahane sizce kim olabilir?

Tarih programının konusu: Feministler çirkin, aptal

Karşısında iki tarih Denize düşen Cem Uzan’a mı sarılır? profesörünü alan Murat Bardakçı, Tarihin Arka Odası’da programında, zevkle anlatıyor:

“Efendim tüm feministler çirkindir, feminizm de aptallıktır.” Bardakçı, bu iddiasını zevkle anlatırken, programdaki tek kadın Ayşe Özek’i ise susturmaya çalışıyor.

Bardakçı’nın iddiasına, sosyal medyadan anında cevap geldi:

İşte birkaçı:

lez-bifeministler: AKP iktidarını en çok ürküten şey Türk, Kürt, başı örtülü, başı açık kadınların feminizmin taleplerine sahip çıkmasıdır.

heyemNY: Feministler aptalmış, çirkinmiş. Sen şuna feministler yüzünden rahat rahat istediğimizi yapamıyoruz, at oynatamıyoruz desene...

FİLMMOR: Haklısınız, “feministler çirkindir” ama çirkin oldukları için feminist olmazlar, feminist oldukları için çirkindirler.