Duvar Yazıları

Boynukalın boyunu aşıyor

09 Ekim 2015 Cuma

Hürriyet gazetesini basan ekibe öncülük edince, AKP’nin bir daha aday göstermediği İstanbul milletvekili Abdürrahim Boynukalın, hıncını Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan almaya çalışıyor.

Boynukalın, önceki gün Başbakan Davutoğlu’nun bir balıkçı teknesinde balıklarla verdiği pozu alay konusu yaptı ve Twitter hesabından “Balıklar Epistomoloji Deposu” başlığını atarak şöyle yazdı:

“Stratejik derinlikten tuttum.”

Başbakan Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabıyla alay eden bu sözlerden sonra Boynukalın gece daha ileri gitti.

Bu kez şöyle dedi:

“Dün teknedeki, bugün pazardaki fotolar çok sempatikti. Ancak bunu tek geçerim: “Hoca, hocasının dizinin dibinde.”

Boynukalın, bu tweet’iyle boyundan büyük işlere kalkışmış.

Çünkü Davutoğlu’nun yandaki fotoğrafı, Erdoğan’ın, Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibindeki fotoğrafı hatırlatıyor.

Alimallah birileri bu tweet’i külliyelere ulaştırırsa, Boynukalın’ın Hürriyet’i basması filan unutulur, AKP üyeliği de tehlikeye girebilir.

Saray ‘Esed’le olur’ dedi, gazeteciler ağız değiştirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugüne kadar Suriye’de Esad’lı çözümü kabul etmiyordu.

Geçenlerde birden çıkıp “Esed’le de olur” dedi ve büyük bir değişim başlattı biliyorsunuz.

Erdoğan fikir değiştirince, “Kahve dövücülerin hık deyicileri” boş durur mu, onlar da hemen başladılar ağız değiştirmeye.

Ve Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas dün köşesinde şunları yazdı:

“Beşşar Esad’ın kalması veya gitmesi Türkiye’nin değil, bahtsız Suriye halkının meselesidir... Dış politika da sabit söylemlerin ve ön şartların egemen olduğu bir alan değildir...”

Ayrıca dikkat edin, “Erdoğan’ı yanağından okşayan gazeteci” olarak da tanınan Mehmet Barlas, “Esed” değil “Esad” diyor.

“Erdoğan nasılsa Japonya’da, bu yazımı okumaz” diye mi düşündü bilemiyoruz.

İster misiniz Erdoğan ‘Benim Nobel’im’ desin

Söz Nobel’den açılmışken dün Cumhuriyet’in yazıişleri masasında şöyle bir konuşma geçti:  “Türkiye iki Nobel’i de AKP’li yıllarda kazandı. Önce Orhan Pamuk 2006’da aldı, şimdi de Aziz Sancar aldı. İster misiniz Erdoğan şimdi çıkıp, “Benim Nobelli yazarım, benim Nobelli bilim adamım” demeye başlasın. 

Özel not: Saray gazetecisi Cem Küçük televizyonda “Yahu Cumhuriyet’in yazıişleri masasında ne konuşuyorlar merak ediyorum” diyor. Bu yazıyla ona da cevap vermiş olduk.

Bizde eleştiri, onlarda vergi kaçırmak

Çağdaş dünyada en büyük suçlardan biri vergi kaçırmak. Amerika’da mafya lideri Al Capone’u bile vergi kaçırmaktan tutukladılar.

 Son olarak Barcelona mahkemesi, hem Lionel Messi’nin hem de babasının vergi kaçırmakla bağlantılı 3 farklı suçtan sanık olarak yargılanmasına karar verdi. Messi’nin 22.5 ay hapsi istenecekmiş. Bizde ise vergi kaçırmak, yolsuzluk, çalmak çırpmak öyle büyük suçlar değiller.

Türkiye’de insanların tutuklanması için Saray eleştirisi yetiyor.

İÜ yine sıra atlayacak

Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’nü alınca, eski öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi’ne sınıf atlatmıştı.

Çünkü dünyada üniversitelerin başarılarını kıyaslarken, kaç mezununun Nobel aldığına bakıp öyle değerlendiriyorlar.

Ve bir Nobel’in, sıralamada üniversitesine 25 puan kazandırdığı biliniyor.

Bu yüzden İstanbul Üniversitesi, Türkiye’deki tüm rakiplerinden hep bir adım önde çıkıyordu.

Şimdi, Aziz Sancar’ın kazandığı Kimya Nobel’i yine İstanbul Üniversitesi’ne yarayacak.

Çünkü o da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

Kısaca İstanbul Üniversitesi artık 50 puan önde ve Türkiye’deki öteki üniversitelerin işi biraz daha zorlaştı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları