Doğan Satmış

#Katarlama #Sarraflama

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Karadeniz yaylalarına yapılacak 2 bin 600 km’lik yol Karadenizlileri ayağa kaldırınca savunmaya geçtiler.
AKP’li Burhan Kuzu tweet attı: “Karadeniz yaylalarını ağ gibi ören Yeşil yol Projesi’ni dış güçler engellemeye çalışıyor. Gezi olaylarındaki mantıktır bu. Deniz Gezmiş’in portresinin orada ne işi olabilir.
Havuz medyası, “Yeşil Yol Projesinin, Rize yaylalarını Avusturya ve İsviçre’ye dönüştüreceğini”, ama “Gezizekâlılar” yüzünden bunun yapılamadığını yazdı.
Gazete, bir yanda, yolu olmayan bir Karadeniz görüntüsünü, diğer yanda da Avusturya ve İsviçre’nin dağ kasabalarını yayımladı ve “İşte buna engel oluyorlar” dedi.
Projeye karşı çıkmanın sembolü haline gelen Karadenizli Havva Ana’ya da şefkatle yaklaştı aynı gazete.
Ne de olsa Havva Ana hem Karadenizli, hem başı örtülü, hem de yerel halktan. Başı açık, “kırmızılı bir Gezi kadını” olsa, pavaçraya çevirecekler.

Keşke doğru olsa
Yalnız, “Burası Avusturya” diye yayımladıkları fotoğrafın içine, St. Moritz kasabası demişler. St. Moritz Avusturya’da değil, İsviçre’de.(Gazetedeki meslektaşlarımı da, eski bir gazete ombudsmanı olarak hata için uyarmış olayım.)
Aslında keşke, yazdıkları doğru olsa.
Keşke, Rize’nin yaylaları gerçekten St. Moritz gibi olabilse, halk İsviçreliler gibi kazansa. Ama böyle bir şey olmayacak, külliyen yalan. Sadece yolu yapan zengin olacak, doğa mahvolduğuyla kalacak.
İşte bakın, 3’üncü köprü yolu için 2 milyon ağaç kestiler İstanbul’un kuzeyinde. Uçaktan bakınca, bu ağaç katliamı insanın yüreğini dağlıyor.

Vatanseverlik mi?
Sorunca da, “Bunlar, 3’üncü köprüyü istemiyorlar” diye bağırıyor birileri.. Oysa kimsenin 3’üncü köprüye karşı çıktığı yok. Sadece daha güneyde, yani ağaçsız alanlarda yapılsaydı, halka sorulsaydı diyoruz.
Karadeniz’in yaylalarına 2 bin 600 kilometrelik yol getirecek “Yeşil Yol” projesini savunmak için yalan söylemek de mubah.
Rize valisi, “Tek ağaç kesilmedi, yol asfalt olmayacak” gibi gerçekdışı iddialarını tekrarlayıp duruyor. Vali böyle söyledikçe, ortaya kesilen ağaçların fotoğrafları, asfalt gerektiren projelerin fotokopileri çıkıyor.
Bu nasıl bir anlayıştır?
Bu nasıl vatanseverliktir?
Bir vali, belki yüz binlerce belki daha fazla ağacın gideceğini bile bile ve herkesin gözlerinin içine baka baka nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilir.
3’üncü köprü yollarına imza atanlar, kesilen milyonlarca ağaçtan geri kalan toz toprak izine uçaktan bakarken hiç mi yürekleri sızlamaz?
Güzelim Akkuyu’ya nükleer santral yapma kararını imzalayan bürokratların hiç mi acıması yoktur.
Sıradan insanlar metro istasyonlarında dilenen Suriyeli çocuklara, daha fazla dilenciyi teşvik etmemek için, birkaç kuruşu vermeden geçerken mahcubiyet hissedip başlarını eğerler.
Sıradan insanın bu mahcubiyetine karşın, İstanbul’un kuzey ormanlarını yok eden kararlara hangi duygularla, hangi kalple, hangi vatanseverlikle imza atar bazıları, anlamak mümkün değil.

Neye karşıyız?
Şunları açık ve net söyleyelim.
Kimse İstanbul’a 3. köprü yapılmasına karşı değil.
Kimse Rize’nin yaylalarının Avrupa Alpleri lüksüne kavuşmasına karşı değil.
Kimse Türkiye’ye yeni enerji kaynağına sahip olmasına karşı değil.
Biz sadece, tüm bunların kimseye sorulmadan halka dayatılmasına karşıyız.
İhalelerin, yandaş havuzlarına gitmesine karşıyız.
Ağaçların kesilmesine, yaylaların mahvedilmesine karşıyız.
Akkuyu’nun güzelim yeşil örtüsünün, onun üzerinde gezinen karıncaların, tavşanların, gelinciklerin yaşam hakkını savunuyoruz.
Milyar dolarlık Digitürk’ün, ihalesiz mihalesiz “Katarlanmasına” karşıyız.
Katarlanma”lar, “Sarraflanma”lar olmayacaksa, Türkiye gelişsin diye biz de çalışırız, destek oluruz.
Ve son not: “Katarlamacılar”, “Sarraflamacılar” Türkiye’yi Türkiye yapan sanayiye yardıma gelmiyorlar, fabrika kurmuyorlar, ellerini taşın altına sokmuyorlar.
Hiç yorulmadan havadan para getirecek, “iktidar-ruhsatlı-önüne yatmalı” işler için ayakkabı kutularıyla geliyorlar.
Biz buna karşıyız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları