Dikmen Gürün

Bir kez daha ‘Merhaba’ Genco Erkal...

06 Ağustos 2024 Salı

65 yıldır tiyatro ile içli dışlı yaşadı Genco Erkal. Tiyatro ile soluklandı ve tiyatromuza soluk kattı. Kurucularından biri, hatta öncüsü olduğu Dostlar Tiyatrosu 55 yıldır onun hayatının ayrılmaz bir parçasıydı. Bizlerin de... 

Ne yazık ki geçtiğimiz hafta aramızdan ayrıldı sevgili Genco. Zamansız bir ayrılıştı bu. Daha planladığı işler vardı aklının bir köşesinde. Ama durdurulamıyor bir türlü hayatın akışı. 

POLİTİK TİYATRO VE GENCO ERKAL

Genco Erkal’ın dopdolu tiyatro yaşamını gençlik günlerinden itibaren bu köşeye taşımak zor. O nedenle Dostlar Tiyatrosu ile “Merhaba” diyorum sevgili Genco’ya. 

Ülkede siyasi gerilimin, işçi hareketlerinin, gençlik olaylarının tırmanışta olduğu yıllarda; 1971 muhtırasından az önce, 1969’da kurulan Dostlar Tiyatrosu’nun ödün vermeyen politik duruşu sahnelenen oyunlarda göstermiştir kendini. Özgürlüklerden, demokrasiden yana, baskı ve sansüre karşı bir tiyatrodur Dostlar. Genç seyirci, üniversite öğrencileri, emekçiler bir parçasıdır adeta bu topluluğun. 

Geçtiğimiz yıllarda, Enka Sanat sponsorluğunda Selçuk Metin’in yaptığı “Genco: Tiyatroya Adanmış Bir Yaşam” belgeselinde Dostlar’ın kuruluş nedenini şu sözlerle dile getirir Genco Erkal: 

“Tiyatronun toplum içinde bir görevi, bir amacı, bir sorumluluğu olduğu bilincine vardım. Özellikle bizim gibi Aydınlanma Devrimi’ni tamamlamamış toplumlarda tiyatro yön gösteren sanatsal bir ışık olmalıydı.” Ve hiçbir zaman hiçbir iktidara taviz vermeden bir ömür hep tiyatronun yön gösteren ışığını taşıdı güçlü sanatçı, güçlü yorumlarıyla... Türkiye’de politik tiyatronun öncü isimlerinden biriydi. 

YAZARLAR, OYUNLAR

Genco Erkal; salt Aziz Nesin, Bertolt Brecht, Nâzım Hikmet, Can Yücel ya da Ahmet Arif, Vasıf Öngören dizeleriyle seslendirmemiştir toplumsal eleştirilerini, adaletsizliğe karşı isyanını, sorgulamalarını, özgürlük tutkusunu... Selam ettiği yazarlar arasında Yaşar Kemal de vardır Turhan Selçuk da Alfred Jarry, Maxwell Andersen, Edward Bond da William Shakespeare ya da Samuel Beckett de Ryszard Kapuscinski de... 

“Rosenbergler Ölmemeli”, “Soruşturma”, “Şili’de Av”, “Oppenheimer” gibi belgesel oyunlar da onun politik tiyatro yolculuğunun önemli örnekleridir. Ama 2008’de yazıp yönettiği ve de 16. İstanbul Tiyatro Festivali’nde de yer alan “Sivas 93”ün ayrı bir yeri vardır bu yolculukta. Erkal’ın belgelerden yola çıkarak hayata geçirdiği bu çalışmasında Aziz Nesin, Ataol Behramoğlu, Behçet Aysan, Metin Altıok, Nâzım Hikmet, Uğur Kaynar’ın sözleri, sözcükleri, şiirleri insanın içinde kopan fırtınaların, isyanın kırılma noktalarıdır. 

YOĞUN HESAPLAŞMALAR

“İnsan Onuruna, insan haklarına saygı” diye seslenir tüm oyunlarında Genco Erkal. Aklın ve bilimin öngördüğü doğruları tiyatro sanatının sonsuz açılımlar içeren dünyasına taşıyarak salt geleceğe değil, geçmişe dönük olarak da ciddi hesaplaşmalara zemin hazırlar. 

Toplumun tarihiyle, belleğiyle yoğun bir hesaplaşma içindedir. Ödünsüz bir duruş sergilemiştir her daim. 

“Abdülcambaz”, “Asiye Nasıl Kurtulur”, “Feleknaz Hatun ile Gülizar Kızın Analık Davası” ya da “Galileo Galilei”, “Sokrates’in Savunması”, “Brecht Kabare”, “Ben Bertolt Brecht”, “Kerem Gibi”, “İnsanlarım”, “Nâzım’a Armağan”, “Yaşamaya Dair” Fazıl Say’ın vurucu bestesi “Nâzım Oratoryosu”. Ve hepsi de birbirinden etkileyici daha nice yapımlar. Onun dünyasında elbette Nâzım Hikmet’in çok ayrı bir yeri vardır. Yıllardır Nâzım Hikmet’in dizelerindeki yalın ve derin anlamları seyirciyle buluşturan bir yaman yorumcudur Genco Erkal. 

BARIŞ, HAK, HUKUK, ADALET…

Genco Erkal’ın dünyasında savaşla, barışla, hakla, hukukla, adaletle, bilimle yoğrulmuş sözcüklerde umut ışıklarının pırıltısı yakalanır. Çünkü kendisinin de sıkça vurguladığı gibi, topluma dair, çarpık düzene dair irdelediği sorunları aklın, bilimin süzgecinden geçirerek taşımıştır sahneye. Eleştirinin, eleştirel bakışın özüdür bu. Ama insan aklının özgürlükleri tetikleyen gücü her dönemde toplumlar üstünde hakimiyet kurmak iddiasında olan baskıcı yönetimleri rahatsız etmiştir. Bunun sonucunda uygulanan her türlü baskı o ülkenin sosyoekonomik anlamda çöküşü ile de ilintilidir. Günümüzde bu topraklarda yaşananlar ülkenin kültür düzeyindeki çöküntüleri, çelişkileri tetiklemektedir. Bu bağlamda, iktidarda olanlar tarafından Genco Erkal aleyhine bugün ve de dün açılmış olan davalar ise lafügüzaftan öteye geçememiştir. 

Evet, zaman akıyor, hayatlar akıyor. Bu noktada bir kez daha “Merhaba” diyorum sevgili Genco Erkal’a ve onun yolunda gidecek genç kuşaklara selam ediyorum. Yolun açık olsun değerli dostum. 

(2 Ağustos 2024 tarihli konuşmamdan alınmıştır)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyetin yüzü 29 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları