Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Temiz Alın, Kirli Dudaklar Üzerine

21 Eylül 2011 Çarşamba
\n

Aradan epeyce zaman geçti, ortalık dindi. Şimdi salim kafayla düşündükçe Sayın Başbakanın, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile arasında geçen o öptürüp-öptürmeme tartışmasını büyük olasılıkla Mehmet Akif Ersoyun Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinde geçen, Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker / Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer dizelerinden etkilenerek başlatmış olduğu kanısına varıyorum.

\n

Sayın Başbakanın, Sayın Kılıçdaroğlunun, özünde bir yüreklendirme deyişi olan, Gemilerini Gazze Limanı’na kadar götür, o zaman seni alnından öperim sözlerine işin içine kirli dudakları katacak ölçüde öfkeli bir yanıt vermesinin bir nedeni olmalıydı öyleyse.

\n

Sanırım olay, o kahraman sözcüğünde düğümleniyordu. Başbakan, toprağa düşmüş bir asker olmasa da sonuçta, özellikle de yandaşlarının gözünde bir kahramandı, Arap sokaklarının kahramanı

\n

O sokaklarda taşınan posterler, o sokaklarda yükselen övgü dolu sesler bunun kanıtı değil midir?

\n

Kahramanlar ise pak alınlarını her isteyene uzatmazlar, öpecek olanı kendileri seçerlerdi.

\n

Uzatma derken aklıma geldi. Başbakan bilindiği gibi uzun, Sayın Kılıçdaroğlu ise görece kısa boylu politikacılardır. Yan yana geldiklerinde bu boy farkını açıkça görüyoruz. Kafamda bir sahne kurguluyorum: Kılıçdaroğlu, Başbakanın alnını öpmeye çalışıyor, fakat olmuyor, çünkü yetişemiyor. Ya Sayın Başbakan iki büklüm eğilerek alnını Sayın Kılıçdaroğlunun dudaklarına uzatacak ya da Sayın Kılıçdaroğlu -artık ayakuçlarında mı yaylanır, yoksa bir tabureye mi çıkar-, Sayın Başbakanın alnına yetişmeye çalışacak.

\n

Fiziki yapıları böyle bir sahneyi zorunlu kılsa da bu biçimsel mantıklıkurgudan vazgeçiyorum. Çünkü her ikisinin de böylesi tuhaf bir sahnede rol almayacak kadar ciddi insanlar olduğunu biliyorum. Tek başına bu durum bile Sayın Kılıçdaroğlunun sözlerinin teşbihten öte somut bir istek olarak anlaşılmaması gerektiğini ortaya koyuyor sanırım. O halde basit bir teşbih Başbakanı niçin bu kadar öfkelendiriyor?

\n

Hijyenik bir tedirginlik olabilir mi? Kirli dudaklar sözü bu tedirginliğin bir yansıması mıdır? Mutlaka bir yanıtı olmalıydı bu soruların.

\n

Bu noktada Libyalı bir sokak Arapı yetişiyor yardımıma. Adını bilmediğimiz bu adam Başbakanı sokak ortasında birden karşısında görünce çok heyecanlanmış, sol eliyle Başbakanın ensesini tutarak başını kendine doğru çekip onu alnından öpmüştü.

\n

O anın fotoğrafı öptürüp öptürmeme dalaşının yaşandığı günlerde basında yayımlanınca şaşırmıştık. Libyayı ziyareti sırasında çekilen fotoğrafta, Başbakanın öpüldüğü anda yüzünde bir gülümseme belirdiği, dolayısıyla öpülmekten bir rahatsızlık duymadığı açıkça görülüyordu. Bundan hijyenik tedirginlik gibi bir çekincenin söz konusu olmadığını anlamıştık. Öyle ya, elin sokak Arapının dudaklarının temiz mi yoksa kirli mi olduğunu Başbakan nereden bilebilirdi ki?

\n

Demek ki sorun başka bir yerdeydi. İyi de nerede?

\n

Yukarıda, Kahramanlar alınlarını her isteyene uzatmazlar, öpecek olanı kendileri seçerler demiştim ya, sorun işte oradaydı. Nitekim Başbakan da Libyaya giderken, orada kendisine karşı şükran duyguları besleyen insanlar olduğunu, büyük olasılıkla bir öpülme eylemiyle karşılaşacağını mutlaka öngörmüş olmalıydı. Hazırlıklıydı.

\n

Ayrıca Libyadaki sokak Arapının eylemi ile Kılıçdaroğlunun istemi arasında belirgin bir fark vardı. İlki bir şükran ifadesiyken ikincisinde yüreklendirme örtüsünün altında bir meydan okuma gizliydi. Başbakan da gerçek bir Kaşımpaşa delikanlısı olarak façayı bozdurmamış, raconun gerektirdiği sertlikte Kılıçdaroğluna karşı çıkmıştı. Karşı çıkarken kullandığı kirli dudaklar sözcükleri ise mecazianlamda değerlendirilmeliydi.

\n

Kılıçdaroğlu da zaten sorunu üstelememiş, öptürmezsen öptürmedavranışını yeğleyince tartışma kapanmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekinin olayın kişisel şecereler bağlamında ele alınması önerisine ise pek ilgi gösteren olmamıştı. Olay buydu!

\n

Değerli okurlarım, Türkiyede siyaseti ve siyasetçilerin davranışlarını anlamanın ancak bu tür ciddi ve ayrıntılı irdelemelerle mümkün olacağına iyice inanıyorum artık. Yoksa şu sıralar alevlenerek hızlanan Şerefsiz kim? türünden tartışmaları nasıl izleyebiliriz? Bilmem siz ne düşünürsünüz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları