Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Neye İtiraz Ediyoruz?

07 Kasım 2011 Pazartesi
\n

\n

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hafta içinde Prof. Dr. Büşra Ersanlının tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen suçlamalar hakkında açıklamada bulunmuştu. Anımsayalım: Sayın profesörümüzün anladığım kadarıyla bu yapıyla bir bağlantısı olduğu. Sanki dersimiz; siyaset konumuz da Türkiye Cumhuriyetinde halk nasıl ayaklandırılır sebepsiz yere, kandırılarak, Türkiye Cumhuriyeti nasıl bölünür derslerinin hocalığını yapmak durumundaymış diye duyuyoruz.

\n

Biraz karışık bir açıklama, ama metne sadık kalma kaygısıyla aynen aktardım. Sayın bakan özetle, Prof. Büşra Ersanlı PKK-KCK yapılanmalarıyla bağlantı içinde birisiymiş, aynı zamanda da Türkiyede halk nasıl ayaklandırılır, Türkiye Cumhuriyeti nasıl bölünür konulu dersler veriyormuş, diyor. (-miş), (-muş) ile konuşuyor, çünkü söyledikleri aldığı duyumlara dayanıyor; ortada kesin bir kanıt yok!

\n

Bir İçişleri Bakanı böyle açıklamalar yapar mı? Sayın Şahin yapıyor. Burası Türkiye çünkü!

\n

Burası Türkiye olduğu için de gazeteler, dünkü yazımda örneklendiği gibi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile ilgili olarak polise taş ve molotofkokteyli atmakla suçlanıyor diye yalan yazabiliyorlar. İktidar yanlısı medyanın el/ağız birliğiyle Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölümünün saygın bir öğretim üyesi, bir bilim kadını canavarlaştırılıyor.

\n

Öyle ya Prof. Ersanlı zaten potansiyel bir suçludur; söz gelimi Yeni Akit gazetesinin yaptığı bir ön çalışmadan (!) Ersanlının ilk eşinin bir Musevi, ikinci eşinin bir solcu, kız kardeşinin de Doğu Perinçekin ilk eşi olduğunu öğreniyoruz. Ersanlının bir de İhtilalci İşçi Köylü Partisi davasından mahkûmiyeti var; 1972de TCK 141den 15 yıl ceza almış, 1974 affıyla serbest bırakılmış. Konuya açıklık getiren ne önemli bilgiler değil mi? Breh breh breh

\n

Bugün sıra Ragıp Zarakolu ile Büşra Ersanlıdadır. Sıra dün Ahmet Şık ile Nedim Şenerdeydi. Daha önce Soner Yalçın ile Doğan Yurdakulda; onlardan önce Turan Özlü, Deniz Yıldırım ve Hikmet Çiçekte; daha önce de Mustafa Balbay ve Tuncay Özkanda idi. Bu tutuklu sanıkların ortak özellikleri iktidar karşıtı gazeteci, yazar, yayıncı, bilim insanı, TV yöneticisi ya da sahibi olmalarıdır. Bu liste bu köşeye sığamayacak boyutlarda uzatılabilir.

\n

Hükümete sorsanız bu ülkede düşünce ve anlatım özgürlüğünü kullandığı için hakkında dava açılmış, tutuklanmış tek bir kişi yoktur. Tümü terör suçlusudur! Ya silahlı bir terör örgütüne üyedirler ya darbe hazırlığı içindeki terörist bir örgüte katılmışlar ya da bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık etmişlerdir!

\n

Savcılar her biri için uygun bir örgüt bulmakta ustalaşmışlardır. Bu örgüt Ergenekon, KCK, hatta PKK olabilir, önemli olan içeride tutulmalarıdır. Bu sanıkların işledikleri savlanan suçlara ilişkin yeterli delil/kanıt bir türlü toplanamamakta, bu nedenle tahliye talepleri reddedilmekte, uzayan tutukluluk süreleri insanların vicdan ve akıl sınırlarını zorlamaktadır. Örneğin, 253 günü hücrede olmak üzere 977 gündür tutuklu bulunan Mustafa Balbay, hakkındaki deliller henüz toplanamadığı, dolayısıyla karartılma olasılığı bulunduğu gerekçesiyle tahliye edilmemektedir.

\n

Devleti yıkmak amacıyla darbe planları yapmak, devlete ait topraklarda başka bir devlet kurmak yolunda girişimlerde bulunmak, devlete karşı silahlı ayaklanmaya kalkışmak, terör faaliyetleri yürütmek, bu faaliyetleri desteklemek her yerde olduğu gibi Türkiyede de mutlaka cezalandırılması gereken suçlardır. Bu suçlara ilişkin açılan davalara kimsenin itirazı olmamalıdır, yoktur da. İtiraz, iktidarın desteğindeki yargının, -yandaş medyanın da katkılarıyla-, iktidar karşıtlarını bu davalardan birine ekleyerek susturma çabasınadır.

\n

***

\n

Son söz: Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlının tutuklanmalarını protesto için çeşitli girişimler tarafından imza kampanyaları sürdürülmektedir. Tümünü destekliyorum. Fakat imzacılar arasında çok sayıda protestocu var ki bunlar geçen yıl yapılan halk oylaması öncesinde düzenlenen Yetmez ama evet! kampanyalarını da imzalarıyla desteklemişlerdi. Demek ki geç de olsa aldatıldıklarının farkına varmışlar. Bu iyi bir şeydir; zararın neresinden dönülse kârdır. Dilerim demokrasi ve özgürlük kavramlarının parçalanamazlıklarının farkına varır, başka davalarda benzer haksızlıkların mağduru olan tutuklular için düzenlenen kampanyaları da desteklerler.

\n

İyi bayramlar dileklerimle.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları