Cüneyt Arcayürek

Yazık! (09.01.2015)

09 Ocak 2015 Cuma

Avrupa kıtası şokta.
Dünya şokta.
Kimlikleri saptandığı bildirilen, ikisi Fransız uyruklu üç genç adam siyah giysiler ve kar maskeleri ile, ünlü Fransız mizah dergisini bastı.
Aralarında ikisi polis, ünlü dört karikatüristin olduğu on iki kişiyi katletti.
Bu kanlı olaya allahüekber diye bağırarak başladılar ve katliamı becerdikten sonra da 2011’de derginin yayımladığı İslam dininin peygamberi Muhammed’i alaya alan karikatürün intikamını aldıklarını haykırarak olay yerinden uzaklaştılar.
Olaydan sonra hemen bütün dünyada yorumlar, açıklamalar birbirini kovaladı.
Türkiye’de hemen olayla ilgili Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “İslamofobi ve ırkçılık terörü tetikliyor” diyen bir açıklama yaptı.

***

Oysa devleti yöneten benim diyen Bay RTE’den, olayın ardından bütün dünya liderleri gibi bir açıklama ancak gece yarısına doğru geldi.
Acaba bu açıklamanın saatler sonra gelmesindeki neden neydi?
Soran da araştıran da yok!
Öyleyse burada eğri oturup doğru konuşmaya gayret edelim veya şeytanın avukatlığını yaptığımıza hükmedecekleri de yalnız bırakmayalım.
Bay RTE, dünya liderlerinin saldırıyı basın ve ifade özgürlüğüne saldırı olarak niteleyen açıklamalarına katılmamayı öngören ve özenli zihin çabalarına koşut nasıl bir açıklama bulacağı sorununa geç saatlere kadar bir çare üretemedi.
Basın ve ifade özgürlüğüne saldırıldığını bir türlü içine sindiremedi. Öyle ya dünyada basın özgürlüğünün alabildiğine geniş olduğu ülkede medyayı, mali veya başka yollardan tehdit ederek korku sağanağı altına alan bizzat kendisi!
Saldırının basın ve ifade özgürlüğüne olduğunu nasıl kabul edebilir ve söyleyebilir?
Üstelik 2011’de derginin Peygamber aleyhine karikatür yayımlamasından sonra yaptığı açıklamalar 2014’te El Kaide vb’lerin hesabına olan bu saldırıyı yıllarca önce tetikleyen açıklamalar değil miydi?
Başbakan’la saatler boyunca ne diyelim diye meşveret eylemişler ve sonunda bütün dünya liderlerinin aleyhlerine çok olumsuz yorumlarına neden olmasını önlemek için geçmişe hiç değinmeden İslamofobikleri de ürkütmeyen terörle ortak mücadeleden söz eden aynı içerikte bir açıklama yapmayı yeğlediler.

***

Ama bu gecikmeli açıklama acaba bazı kafalarda 2011’in intikamı alındığı kanısını silmeye yeterli olacak mı?
Ya da şöyle soralım:
Acaba bu saldırıyla dünya liderlerinin basın ve ifade özgürlüğüne saldırı ifadelerini Müslüman toplumlarının saldırının asıl amacını bir çeşit örtmeye gayret diye yorumlaması olası değil mi?
Avrupa’da giderek yükselen İslamofobinin, bu ve benzeri saldırıları basın ve ifade özgürlüğüne saldırı gerekçesiyle önlemesi olanaksız ve çaresizlik içeren bir önlem.
Tabii gelecek günler oradaki Müslümanlar için Avrupa çekilmez, yaşanması zor bir yer olacak!

***

Avrupa İslamofobi adı altında gelişen toplumsal olaylardan nasıl kurtulacağını araştırırken bizim Saraylı; ecdadımıza dönelim diye üniversite kampusuna Osmanlı diliyle külliye diyelim diyen nutuklar atıyor ve…
… Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi Dekanı kampusun temel atma töreninde bu açıklamayı yapan Bay RTE’nin elini öpmek istercesine önünde 90 derece eğiliyor. Düşünebiliyor musunuz bu adam bir hukuk fakültesi dekanı!..

***

Bay RTE, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini yıkmanın yerine Osmanlı’nın izlerini takip etmenin gururu içinde kampus değil, külliye diyerek uydurma yeni Türkiye’nin “ilk adımını atalım” diyor.
Arkasından Arapça - Farsça Osmanlı diliyle kurumlara hangi adları kullanmaları için Milli Eğitim Bakanı’na emirleri bekleniyor.

*** 

RTE’nin gündem değiştirmek için külliye adını kullanmayı önerdiğini sananlar hâlâ tepeye yerleştikten sonra devlette kök salan, tek amacı Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkıp ülkeyi Osmanlı kopyası din devletine dönüştürmek olan bu kafayı ve asıl amacını anlamamış, bu kafayı hâlâ tanımamışlar...
Bu insanlara değil, bu ülkeye yazık!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları