Cüneyt Arcayürek

‘Taraf’ Değilmiş!..

06 Şubat 2015 Cuma

Bugün yaptıklarına bak, yarın neler yapabileceğini görebilirsin diye bir söylem vardır ama bu söylem Beştepe’deki dışında herkes için geçerli.
Türk modeli başkanlık sistemini neden istediğini sanki bilmeyen kalmamış gibi, yaptıkları yapacaklarının güvencesidir sözüne hak veren savunu içerikli konuşmalar yapıyor.
Son konuşmasında “Ben bu ülkede bir daha Milli Şef özentileri çıkmasın diye başkanlık sistemi diyoruz” dedi.
Sen bu ülkeyi savaşa sokmayan, çokpartili demokratik rejimi getiren Milli Şef İsmet İnönü’nün kurbanı ol!
O hiç değilse senin gibi sözüm ona demokratik bir rejim gösterileri içinde zorba bir başbakan ve sonra cumhurbaşkanı olmadı.
Şu anda bu ülkede özgürlüklerin tümüyle kullanıldığı bir demokrasi olduğunu kim söyleyebilir?

***

Yargıyı, medyayı, hatta Meclis’teki AKP çoğunluğu ile yasama organını emrine almış; rüşvet ve yolsuzlukların üzerine örten, sanıklarının Yüce Divan’a gitmelerini engelleyen bir Cumhurbaşkanı’nın hükümeti de tepeden yönettiği bir ülke burası ve...
...bu ülkedeki rejimin adı demokrasi ha?
Üstelik bu Cumhurbaşkanı’na milli sıfatıyla anılan bütün bir ulusu kucaklayan bir cumhurbaşkanı bile denilemiyor.
Anayasa tanımaz olduğunu kanıtlamak için zaten o da “Ben tarafım” diyor.
Nasıl bir tarafmış? “Bir partinin değil, milletin tarafındaymış”
Bu yalancı dolmayı yuttuk diyelim.
Milletin tarafında olan bir cumhurbaşkanı, her Allah’ın günü bir ile veya bir toplantıya giderek seçimde aman ha AKP’ye yani bir partiye oy verin diye nutuklar atar mı?
Sözüm ona ulusu “vesayet odaklarından güç alarak milletin iradesi hiçe sayılmaya kalkışılmasın diye başkanlık sistemini istiyormuş.”

***

Bu ülkeyi askeri vesayetten kurtardığını söyleyerek övünürken beri yandan kendi direksiyonunda sivil vesayetin temellerini atan ve uygulayan başka biriymiş gibi; içeride ve dışarıda bu kanıda olanları budala yerine koyuyor.
Başkanlık rejimini bir getirebilse sıfatı asla milli de olmayan “bir şef” olarak ya da tahtı eksik bir padişah gibi toplumun tepesinde oturacak!
Kendisinden başka kimsenin inanmadığı büyük bir yalanı şöyle söyledi:
“Parlamentomuz şu andaki yapısı gibi olsun. Bu parlamento neye müsaade ederse başkan onu yapabilir ve o kadar” dedi.
Bu inandırıcı olmayan sözleri; halkı yanında olduğuna yine inandırmaya çalışan ve ne ki zorbalığı demokrasi sanan, karakter yapısı artık cümle âlemin bildiği bir siyasetçi söylüyor.
Yine çoğunlukta olmasına çaba harcadığı AKP grubu aracılığıyla parlamentoya bugün olduğu gibi tepeden emirler vererek devleti yönlendirmek için...

***

Biliyorsunuz, cumhurbaşkanı seçildi, geldi Meclis’e anayasadaki ant içme metnindeki laiklik ilkesini, sosyal hukuk devletini koruyacağına ve savunacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etti.
Bir gün sonra namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği ilkeleri çiğneyen açıklamalar yapmaya başladı.
Şimdi de anayasadaki yemin metninin “muhtevasını” kendinden başka anlayan olmadığını söylüyor.

***

Bağımsızlık anlayışı da bir harika! Merkez Bankası eleştirilerine devam ederken
“adı bağımsız kurul, bağımsız olunca gelinen nokta bu” imiş.
Merkez Bankası başkanı genelde AKP’ye bağlı devlet bürokrasisi gibi RTE indinde cici çocuk olmak istemiyor ki, faizleri indir diye emreden cumhurbaşkanını sallamıyor. Ekonominin emrettiği yolda yürümeye devam ediyor.
RTE alışmamış böyle karşı çıkmalara, direnmelere... Merkez Bankası faizleri emrin baş üstüne diyerek aşağıya çekmeyince, “Bunlar insanı çıldırtır” diyor.

***

Bir de MİT müsteşarı görevinden istifa ederek siyasete girecek mi girmeyecek mi başlıklı ulusal bir sorunumuz var.
Hakan Fidan’ı AKP iktidarı nereye koyacağını bilemiyor.
Vekil olarak hükümette önemli bir görev almalı.
MİT’in kalın duvarları arkasında dış politikadan iç politikaya kadar her alanda etkili görüşler söylemekle...
...açık alanda politika yapmak arasında farkı pekâlâ, üstelik boyunun ölçüsünü alarak öğrenebilir!
Fidan politikaya girmeli!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları