Çiğdem Toker

Cengiz, kadın cezaevi ihalesinde

01 Ekim 2017 Pazar

Kamu İhale Kanunu’nun davetli ihale yöntemini düzenleyen 21/b maddesi istismar edilerek dağıtılan “iş”lere sık değiniyoruz.
Ortada afet yahut öngörülmez bir durum yokken normal karayolu işleri partili müteahhitlere 21/b üzerinden neredeyse her hafta dağıtılır hale geldi.
Son dönemlerde bu yöntemi sadece Karayolları’nın değil, cezaevleri inşaatı için Adalet Bakanlığı’nın da kullandığını geçenlerde yazdım. (20 Eylül)
Mayıstan bu yana Adalet Bakanlığı 20 il ve ilçede yeni cezaevleri için davet yöntemini kullandı. (20 cezaevinin toplam ihale bedelinin 3.5 milyar TL, en yüksek bedelli olanın da 519 milyon TL ile Aksaray Ceza ve İnfaz Kurumu.)
Gelelim başlıktaki gelişmeye...
Ülkenin yeraltı-yerüstü, suyu, ırmağı toprağı, vadisi her köşesinde aldığı “iş”lerle, vaktiyle ettiği küfürün hakkını veren Cengiz İnşaat, cezaeviyle de ilgileniyor...
Adalet Bakanlığı çağırmış Cengiz’i, Limak’ı ve Özaltın- Stroysnab Kontrakt Ltd. ortaklığını. Demiş ki, “Konya Yüksek Güvenlikli Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu yapım işine teklif verin.”
27 Eylül’de yapılan pazarlık ihalesinde, Cengiz, 675 milyon 904 bin “yaklaşık maliyet”i olan cezaevine en düşük teklifi vermiş.
Fakat en düşük teklif, yaklaşık maliyetin 70 milyon TL üzerinde: 745.5 milyon TL. Aynı ihalede Limak 807.5 milyon, Özaltın-Stroysnab Kontrakt ise 800 milyon teklif vermiş.
Cengiz’in daha sonra teklifini 4 milyon TL düşürdüğünü öğrendim.
Sonuç kesinleşirse, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yüksek maliyetli cezaevi ihalesini de 741.5 milyon TL ile Cengiz İnşaat almış olacak.

Garantili projelere vergi kıyağı
Hazine’nin garanti verdiği Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine sağlanan avantajlar bitmiyor. KÖİ’li projeleri anımsayalım: 3. köprü, Osmangazi, Avrasya, Çanakkale ve 30 şehir hastanesi. Ve ekleyelim: Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) bir kuruluş amacı da bu projelerin finansman sıkıntısını çözmekti.
Meclis’e gönderilen son torba kanunda garantili köprü ve şehir hastanesi projelerine damga vergisi ile harçlardan muafiyet sağlanmış. (33 ve 34. madde) Denilmiş ki: “Yurtdışında ihraç edilen kâğıtlar karşılığında fon sağlamak için kurulan özel amaçlı kuruluşların bu fonları müteahhitlere kullandırması karşılığındaki işlemler ...”
Aslında bu vergi muafiyeti yoluyla biz daha temel bir gelişmeyi öğreniyoruz: Sır küpü olarak kurgulanan, Sayıştay denetimine kapalı TVF’nin, garantili projeler için finansman sağlama hazırlığına başladığını.

Demirtaş’ın ‘Seher’i
“Kitabın ilgi görmesinin ilk ve en önemli nedeni, siyasi kimliğim ve tanınıyor olmamdır” dese, kısmen haklı da olsa HDP’nin cezaevindeki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. (Çağrı Sarı/Evrensel) On günde beş baskıyla 70 bin okura ulaşan öykü kitabı “Seher”in başarısını tam anlatmakta eksik kalıyor, bu ifade. Veya şöyle demeli: Demirtaş siyasi bir lider olmasa, kitap postadan çıkmasa, gazeteci kimliğimle değil, edebiyat seven bir okur olarak “Seher”i Dost Kitabevi’ndeki Yeni Çıkanlar bölümünde görerek alıp okusam da şu düşüncelerim değişmezdi:
12 hikâyeli Seher’deki kadınlar, genç kızlar, küçük kız çocukları, uzanıp dokunabileceğiniz kadar hakiki. Otobüste, bulvarda, bir mağazada, çaresizce bir denizin ortasında, bazen dışarıdan içeriye, bazen de içeriden dışarıya bakarken her gün her dakika gördüğümüz, koşan, temizlik yapan, bazen de ölen kadınlar onlar. Mizah dolu tanıdık bir üslubu tebessüm ederek okurken üç satır sonra midenize bir yumruk yediğiniz duygusu uyandıran bizden, çok içimizden hikâyeler.
Kitaptaki öyküler, yalnızca kadınların “hakikiliği” değil, zihinsel akışla uyumlu kurgusundaki gerçek zamanlılık duygusuyla da iz bırakıyor.

Saraçoğlu’nu ekonomiye kazandıracaklarmış
Ankara’nın kalbindeki Cumhuriyet’in ilk toplu konutları Saraçoğlu’nun satılacağı kesinleşti. Son “torba”ya koymuşlar. Meclis’e gönderilen son “torba” kanun tasarısında, kamu konutlarının ihaleyle satışına yol veren 65. madde. 10 yılı doldurmuş kamu konutlarının, içinde oturana öncelik tanımak koşuluyla:
...“ihale yoluyla satılarak ekonomiye kazandırılması, tahsis kaldırma da dahil bu kapsamda kalan her türlü iş ve işlemin mahalli idarelere ait kamu konutları için ilgili mahalli idarelerce, diğerlerinde Maliye Bakanlığı’nca yürütülmesi.” “İçinde oturana öncelik” ifadesine bakmayın. Saraçoğlu çoktan polis zoruyla boşaltıldı. Daha yeni Maliye de tahsisleri kaldırdı. Velhasıl: AKP’liler için şehrin kimliğini, Cumhuriyet’in simge yapılarını, şehir halkının hafızasını greyderlerle yok etmenin adı, “ekonomiye kazandırma” oldu. Torba kanun dedikleri de dar gelirli kitleleri sermaye çıkarlarına ezdirmenin aracı. Bakalım Saraçoğlu’nun kazandırılacağı ekonominin adı hangi firma olacak?

Eskişehir’in sihiri
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Eskişehir’de düzenlediği 86. Yerel Medya Semineri, yeni meslektaşlarla tanışma fırsatı sağladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen, “Gerçekleri halka yansıtmak görevinde olan basınımıza baktığımız zaman içerinizde kiralık kalemler var, satılık kalemler var, kırık kalemler, şantajı gazetecilik mesleğiyle değiştirenler var, küçük menfaatler karşılığında topluma farklı şeyler sunanlar var” diyerek gazetecilere “korkuyu yırtmak gerekiyor” önerisini not aldık.
Kentte bulunduğum kısa sürede, Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ve Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir ile sohbet olanağı da bulduk. Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile Hürriyet yazarı Vahap Munyar’ın da olduğu sohbet ufuk açıcıydı.
Hizmet sektörü, yüzde 60 payıyla Eskişehir’in başat alanı. Fakat yılda 3.5 milyon adet buzdolabıyla Arçelik’in üssü konumundaki Eskişehir’de sanayinin de payı artıyor. Özellikle havacılık sektörü ve yan sanayiinin hızlı büyüdüğünü, Skorsky parçalarının burada üretildiğini öğrendik.
Ticaret Odası Başkanı Güler, oda seçimlerini erteleyen KHK’nin iki aylık çalışma ve çabalarını boşa çıkardığını, kararın yeniden gözden geçirilmesi için bakanlık ile görüşeceklerini belirtti. Güler, kentin özel sosyo-kültürel yapısında, vaktiyle aldığı nitelikli göçün pay sahibi olduğunu söylüyor. Sanayi Odası Başkanı Özaydemir, muhafazakâr yapısıyla bilinen kentlerde yaşayan öğrencilerin, gençlerin Eskişehir’i tercih ettiğini dikkatimize sundu.
Gelişen sanayiye karşın, “ara eleman” sayısındaki yetersizliğin, hizmet sektörünün gençlere daha cazip gelmesi olduğunu belirtti Özaydemir.
Bu arada kentteki kişi başı milli gelirin 13 bin dolar olduğunu da öğrendik. Kültürel altyapısıyla da zengin geçmişe sahip, BM’nin insani gelişmişlik endeksinde ön sıralarda yer alan Eskişehir’in özel bir sihri var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları