Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Buzdolabındaki Yarım İlaç Kutusu
Bazı yolculuklardan dönen, sadece bedeniniz oluyor.
Ne sekiz günlük yolu annesinin kucağında ölmeden tamamlayabilmiş üç aylık bebeğin saçına iliştirilmiş nazarlık gözünüzün önünden gidiyor ne de engelli ağabeyini, dağlarda sırtında taşımış Şahap’ın; okulundan kopmuş (onun dilinde “medrese”) 15 yaşındaki Kasım’ın, felçli oğlunu yatağında bırakmak zorunda kalan Nisan’ın çığlıkları kulağınızdan...
Şirit Yaylası’na varır varmaz rastladığı ilk gölgede soluklanan Hudeyr, kim bilir nereden bulduğu kapkara bir çaydanlıkta kuru dalları tutuşturarak demlediği çaydan ikram etmiş...
Vahşetten kaçıp sığındığı toprak parçasındaki ilk dakikalarda dahi varlığını sürdüren bu konukseverlik mesela; aklınızdan çıkmıyor.
Bu yüzden işte, yaşadığın kente döner dönmez bir bir sökün eden kelimeler, sembol değeri ne kadar yüksek olursa olsun boşalıyor anlamından:
Devir-teslim, yemin, resepsiyon...
Hem, kaç vakitte dolar ki bu kelimelerin içi yeniden manayla, “O ülke, bu ülke mi? Kaç ülke var bu topraklarda” sorularıyla savrulurken ruhun.
***
Bugün Dünya Barış Günü.
Yarın da IŞID’in Şengal’deki katliamı birinci ayını dolduruyor.
“Resmen” ne kadar sırtını dönerse dönsün; Ezidi göçü; devlet aygıtlarının yüzleşmek zorunda kalacağı devasa bir soruna dönüşmek üzere.
Katliamdan kaçan Ezidilerin kafileler halinde sınırlarımıza göç ettiği dört hafta boyunca Ankara, olanca enerjisini Cumhurbaşkanı seçimine odaklayarak büyük zaman yitirdi.
Türkiye’ye sığınan Ezidi sayısının şimdiden 20 bini aştığı tahmin ediliyor.
Ülkenin batısı, hâlâ bu trajedinin boyutlarından habersiz.
Devletin ilgisizliğiyle birlikte, televizyonların bu trajediyi “görmeyen” tutumu ise sorunu sadece derinleştiriyor.
Bir an için işin “insani” kısmını bırakıp soralım:
“Müslüman değiller” ya da “Daha mühim meseleler var” diye sırt çevrilen bu sorunun faturasının büyüyerek yine sırt dönenlere çıkacağı gerçekten fark edilmiyor mu?
***
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin geçen haziran ayında açıkladığı raporu hatırlatalım:
“Yeryüzündeki mülteci sayısı, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en yüksek düzeye ulaştı” denilen bu raporda mülteci sayısı 51.2 milyon kişi olarak duyuruldu.
Türkiye, o tarihte bu sayıya dahil olmayan Ezidi sığınmacılarla bugün yüzleşmek zorunda kalan şimdilik tek ülke.
Komiserlik Başkanı Antonio Guterres, o raporda çok önemli bir saptamayı kaygıyla dile getirmişti:
“Mültecilere ev sahipliği yapma yükü, giderek daha az kaynak sahibi ülkelerin omuzlarına biniyor.”
Biz oradayken, köylüler evlerindeki buzdolabında kalmış yarım ilaç kutularını bile yardım merkezlerine getiriyordu. Bir ateşi dindirir belki diye, yarım ilaç kutusu...
Ve diyelim ki, “Yeni Türkiye”nin devleti, sırf Müslüman değiller diye Ezidilere sırt dönüyor.
Hiç değilse Guterres’in, şu sözü Ankara’nın daha fazla zaman yitirmeden uluslararası toplumu harekete geçirmesi için bir anlam taşısın:
“Avrupa ne kadar endişe duyarsa duysun, daha fazlasını yapabilecek kapasitededir.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!