Çiğdem Toker

AKP 2041’e kalır mı?

19 Eylül 2017 Salı

2041’e çeyrek yüzyıl varken, soruyu fantastik bulanlar çıkabilir. Ama soruya kaynaklık eden “AKP’nin ömrü” meselesine farklı saiklerle kafa yoranların sayısı sayılamayacak kadar çoktur. Dinci otoriterleşmenin nereye evrileceği, siyasetin dinamiklerinde nasıl bir kırılma olacağı, seçim gibi sorular; kendisini tebaa değil yurttaş hisseden, biadı reddeden, hukuk devletini dert eden herkesin zihnini fazlasıyla meşgul ediyor.

***

Yazının başlığındaki soru, bu büyük sorunun altında yer alan daha “mikro” bir konuya dair. Tabii mikro dediysem de “hafif” anlamında değil. Bilakis torunlarımızın geleceğini gasp eden finansman/vade yapısı ile bu yapının baş ağrıtıcı potansiyeli sebebiyle iri bir konu.
“AKP 2041’e kalır mı?” sorusu Hazine’nin şehir hastaneleri için altına girdiği borç yükü nedeniyle önemli. Müteahhitlerin “ev sahibi”, Sağlık Bakanlığı’nın da kiracı olduğu sözleşmeler aşağı yukarı bu tarihlerde sona eriyor. (Ev sahibi ifadesi yanıltmasın. Aslında mal sahibi devlet. Devlet, kendi arazisinde kiracı.)
Sağlık Bakanlığı’nın 25 yıllık kira ödeme yükümlülüğü altına girdiği şehir hastanelerinin sayısı şimdilik 30. Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli altındaki Yap-Kirala-Devret (YKD) yöntemiyle yapılan şehir hastanelerinde, genelde 25 yıllık bir kira sözleşmesinden söz ediliyor.

***

Fakat Adana Şehir Hastanesi’nin sözleşmesi 28 yıllıkmış. Bunu http://www. pppadanahastanesi.com/ sitesinden görmek mümkün. Hasta kabulüne dün klasik müzik dinletisi ve çocuklar için palyaço gösterileri eşliğinde başlayan Adana Şehir Hastanesi’nde poliklinik sekreterleri bulunmadığını öğrendim.
Üç farklı hastaneyi kapsayan toplam 1550 yataklı ve mühendislik/inşaat tekniği bakımından bir hayli iddialı bu hastanede poliklinik sekreterinin bulunmama sebebi sözleşmede yer almamasıymış. Hasta kabul ve randevu sistemini aksatan bu eksiklik Sağlık Bakanlığı’na iletilmiş. Çözülecekmiş vb.
Adana Şehir Hastanesi’ni yapan Rönesans Sağlık Yatırım (RSY), şehir hastaneleri sürecinin tamamında önemli bir aktör. Şirket, Adana’nın dışında, tamamlanan ve ilk açılan şehir hastanesi olan Yozgat, Elazığ ve Bursa şehir hastaneleri ile İstanbul-İkitelli’deki hastaneleri de üstlenmiş durumda. RSY CEO’su Kaan Ekermen’in -geçen yıl “Uygun PPP Modelinin İnşası” başlıklı paneldeki konuşmasına göre-, şirket 2020 yılına dek hastane projelerine yaklaşık 4.7 milyar Avro yatırım yapacak.
Gelin görün ki hastane müteahhitleri, şık sitelerinde Sağlık Bakanlığı’nın kendilerine yılda ne kadar kira ödeyeceğini açıklamıyor. Vatandaşın vergisinden tahsil edilecek bu kiraları almıyor, sanki yatırımları karşılıksız bağışlıyormuş gibi davranıyorlar.
Kredi istedikleri yabancı bankaların şart koşması nedeniyle geniş hacimli çevresel, sosyal etki analiz raporlarını mecburen çarşaf çarşaf yayımlayan müteahhit şirketler, iş, devletten tahsil edecekleri kira tutarlarına, gelir alanlarından kazanacakları ticari kazanç tahminlerine gelince sus pus oluyor.
Adana kirasına gelelim: Bundan dört yıl önceki TTB verilerine göre yıllık kiranın 115 milyon TL olacağı kayda geçmişti. 2013’te 2 TL olan USD kurunun bugün 3.4 TL olduğu düşünülürse, yıllık kira TL bazında yaklaşık 196.3 milyon TL olacaktır. Bu da 28 yılda toplam yaklaşık 5.5 milyar TL kira bedeli demek.
Son bir hatırlatma yapıp sorumuzu soralım. Bilen biliyor, Hazine, -otoyol, tünellerde olduğu gibi- sağlık yatırımlarındaki KÖİ projelerindeki kredileri de üstlendi biliyorsunuz. Yani eğer sözleşme feshedilirse mesela Adana’da RSY’nin aldığı krediyi Hazine ödeyecek.
Başlıktaki soruya gelirsek: Milyarlarca liralık 30 sözleşmeye Türk halkını borç altına sokan çeyrek yüzyıllık imzalar atan AKP, 2041’de mevcut olacak mı?
Sizce AKP’nin 2041 yılındaki Hazine Bakanı kim olur sahi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları