Çiğdem Toker

3. Havalimanı Borçlarını Kim Ödeyecek?

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Hazine’nin, büyük altyapı projelerine “borç üstlenimi” adıyla verdiği garanti yönetmeliği 19 Nisan’da yayımlandı.
Tartışma büyüyünce Hazine, “KİT projelerini üstlenmiyoruz” diye açıklama yaptı.
Biz de burada “Üstü örtülü olarak kastedilen 3. havalimanı mı” diye sorduk.
Öyleymiş...
Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, Avrupa Yatırım Bankası’nın Marmaray Projesi’ne sağladığı ek finansmanla ilgili törende “DHMİ, KİT statüsünde olduğu için, bizim 3. havalimanı projesinde borç üstlenmemiz söz konusu değil” dedi.
Peki nasıl olacak?
Görünen o ki, “uğruna kaç ağacın kesileceğini” Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın bile bilmediği, 22.1 milyar Avro’luk projenin muhtemel borçlarını DHMİ üstlenecek.
Peki hangi mali yapıyla?
Borç, Hazine’nin değil de DHMİ kayıtlarında görününce, vergilerimiz kurtuluyor mu?

***

Bu sorunun cevabını Sayıştay’ın -Meclis’te görüşülmesi engellenen DHMİ-2012 raporunda arayalım:
- Gelir artışı, gider artışlarının gerisinde. Net işletme sermayesi negatif düzeyde. 2012’de eksi 708 milyon TL.
- Harcama kaynak yapısı harcamalar lehine artarak sürecek.
- Kuruluşun ödeme yükümlülüklerinde zaman zaman aksamalar yaşanıyor.
- Mali yapı her geçen yıl olumsuz seyir izliyor. Gelir artışı sağlanmazsa, yabancı kaynak kullanımı artabilir.
- Kuruluşun (DHMİ) mali yapısının güçlendirilmesine yönelik planlama yapılması gerekiyor. Ödenmemiş sermayenin ödenmesi başta olmak üzere gelir ve kaynaklarda artış, maliyet ve giderlerde ise tasarruf sağlayıcı tedbirlerin alınması önerilir.

***

İşin özeti şu: Hazine’nin üstlenmeyeceği, 22.1 milyar Avro’luk projenin borcunu, sermaye artırımı ihtiyacı bulunan bir KİT üstlenecek (!)
Peki bir KİT, sermaye artırımını Hazine olmaksızın yapabilir mi?
Yapamaz...
Bugünlerde Ankara kulislerinde, yeni bir “torba kanun”la, DHMİ’nin, dolayısıyla 3. havalimanının “borç üstlenimini kolaylaştıracak” bir düzenlemeden söz ediliyor.
Diğer yandan, 3. havalimanı bir yana; “Borç Üstlenimi Yönetmeliği” kapsamında bulunan 3. köprü ve şehir hastaneleri için bile, henüz sözleşmeler imzalanmadı.
Buna gerekçe olarak da projeler için kredi talep edilen bankaların henüz son kararı vermemesi gösteriliyor.
“Borç Üstlenimi Yönetmeliği”ni daha çok tartışacağız.  

Sızlayan Kemikler Ülkesi
Kırk Oğuz Atay olsa, trajedisini anlatmaya kelimelerin kifayet etmediği, “genç ölüler”in değil; “sızlayan kemikler” ülkesinin de öteki adıdır artık Türkiye. Devletin polisinin taammüden vurduğu 16 yaşındaki bir çocuğun, 16 kiloya düşerek ölümünü “müstahak” gören sözlerin edildiği, bu sözlere alkış tutanları görüp dili tutulanların ülkesi... “Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric. Hayır efendimiz, nasıl bir şey? Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır Olric.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları