‘Oraların gerçek sahipleri’...

31 Mart 2017 Cuma

Rusya, ABD, Suriye ordusu ve YPG/ SDG’nin çekildiği hatta sıkışan Fırat Kalkanı Operasyonu’nun nihayete erdirildiği açıklandı. IŞİD’le savaşacak cephe kalmamışken, ‘doğal’ addetmeli. Çekilip çekilmeme işi ise İdlib’deki el Kaide emirliğinin de akıbetine bağlı olduğu için ‘pilav daha çok su kaldırır’ hesabı!
‘Başarının’ bir kriteri de “Oraların gerçek sahipleri kimse onların yerleşmesi bizim tezimizdir” meselesi. Altyapı çalışmaları bitmiş, Gaziantep’ten 100 bin Suriyeli el Bab’a dönecekmiş. Ne zaman işitsem aklıma ‘kim kastediliyor’ diye düşer.

***

Bu, IŞİD’in Irak ve Suriye halklarını hallaç pamuğu gibi attığı 2014 yazından beri ağızlarda sakız. Kim, nereye, ne zaman, nasıl? Aklıma 2014’ün ağustosunda IŞİD’ın dağıttığı Musul-Kerkük hattından kaçan insanların peşinde Erbil, Duhok, Zaho dolaşıp, Irak’ın Sünni Arap, Kürt, Hıristiyan, Şabak halklarıyla konuştuğum vakitler düşüyor.
‘Türkmen gelini’ türküsünü benden iyi söyleyen Kürt asıllı şoförüm Berevan Ayop ile Telaferli Türkmenlerin peşine düşmüştük. Elimizde AA’nın 16 Ağustos tarihli haberi, Türkmenlerin yerleştirileceği ve Kızılay ile AFAD’ın yöneteceği kampın kurulacağı yazılan Şareyn’i ara ara bir hal olmuştuk. Sonunda böyle bir yerin olmadığını, ‘Sharia’ isimli Ezidi köyünde Ezidiler için kamp kurulacağını tespit etmiştik. Ortada Türkmen yoktu. Pek azı Erbil’e, çoğu güneye kaçmıştı. Şii oldukları için... Onlar ‘yerleştirilemeyecek gerçek sahiplerdi’.

***

Mezhepçi ve etnikçi bakış açısı zihinlerimizi öyle bulandırdı ki, toplumlarımız mikronlarına ayrılsa dert etmeyeceğiz. Bunun çifte standartlarıüzerine depekdüşünmeyiz. Misal bunun Türkiye solundaki tezahürü işine geldiği yerde ‘ezilen ulus milliyetçiliğini’ hoş görürken, Irak’ın Türkmenlerini dert etmemektir.
‘Saray akademisyeni’ versiyonu ise Twitter’da, Irak’ın ABD denetiminde yazılmış anayasasına göre statüsü tartışmalı kenti Kerkük’te resmi kurumlara Kürt bayrağı asılması tartışmaları vesilesiyle zuhur etti. Şöyle buyurmuş: “Kerkük Türk yurdudur diyorsunuz ancak Irak’taki Türklerin Şii olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bırakın Şii Türklerdense Sünni Kürtler alsın.”
Yani, “gerçek sahiplerinin olan oraları”, “kimin kastedildiğine” göre değişir.

***

Mesele bayrak filan değil zaten. O bir sembol. Misal MS 7’nci yüzyıldan itibaren Kerkük’te yaşamış, 1960’lara dek kent nüfusunun çoğunluğunu oluşturmuş Türkmenler kendilerini aynı zamanda Iraklı görür. Artık göremeyecekler. Zira IŞİD, 2014’te daldığı Kerkük’ten üç beş gün sonra çekilirken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı peşmergeler tek kurşun atmadan ele geçirdi. O vakitler, peşmerge yetkilileri, “Bağdat’ın sekiz senedir vermediği Kerkük’ü IŞİD bize iki haftada verdi” demişlerdi. Zaten Kerkük petrolleri de elde kalmadı, 2015’te Türkiye üzerinden dünyaya pazarlandı. Erbil, Kerkük’e kaymakam atadı. Kent nüfusu yine değişti. Araplaştırma politikaları ve IŞİD’den kaçıp gelen Sünni Araplar en perişanları. En songeçen kasımda Af Örgütü raporlarına Kürt idarenin kimlik kartlarına el koyup buldozerlerle yıktıkları evleri vesilesiyle geçtiler. Ve bugün tartışılan bayrak hikâyesine gelindi.

***

Mevzu Kerkük’le sınırlı değil. Geçen kasımda Bağdat’ta Telafer’den kaçan Türkmenlerle konuşmuştum. Can havliyle peşmergeye sığındıklarında, savaş sonrası bölgenin KBY’de kalmasına rıza belgesi vermeleri kaydıyla sığınma sağlandığını anlatmışlardı. Reddedenlerin Türkiye sınırından da geri çevrildiklerini öğrenip utanmıştım. Salt Türkmenler de değil, Ezidisi, Şabak’ı, Hıristiyanı... Şimdi bu azınlıkları temsil eden üç kurum (Bağımsız Ezidi Yüksek Şûrası, Türkmen Kurtuluş Vakfı ve Mezopotamya Organizasyonu) ‘Rafidein’ diye andıkları bölgede Şengal, Neynova ve Telafer olarak Irak’ın toprak bütünlüğü içinde üç kantonlu yarı özerk bölge talep ediyor. ‘Mikronlara bölünmek’, ‘gerçek sahiplere kalmasını’ sağlayacaksa, amenna. ‘Irak diye bir ülke zaten kaldı mı ki’, ‘Bölünecekse payımızı alırız’, ‘Zaten oradakiler Sünni Araplar, Sünni Türkmenler, Sünni Kürtler’ diyenlerin zaten derdi değil. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları