Memlekette duble otoyollardan hastanenin çatısına kadar, nereye bir çivi çakıldıysa kim yaptı?...

Başbakan...

Tüp geçidi, ya da karakolun bacasını?..

Başbakan...

Otobüs durağını, su borusunu?..

Başbakan...

Peki....

Apo ile pazarlık yapan kim?..

“Devlet...”

*

Depremde olsun, selde olsun, maden kazasında olsun... Olay yerine giden bakan, müsteşar, genel müdür, televizyona çıkınca önce ne derler?..

“Başbakanımızın talimatıyla...”

Çadır kazığını kimin talimatıyla çaktığını söylemişti vali:

“Başbakanımızın talimatıyla...”

Apo ile pazarlık kimin talimatıyla?..

“Devletin...”

*

Kırmızı telefon daha “zırrr” der demez, altyazı geçmiyor mu:

“Obama Başbakan’ı aradı...”

Başbakan kafasına saksı düşen yandaşlarını aradığında da, daha “Alo..” demeden, medyaya altyazı olarak düşmüyor mu:

“Başbakan saksılı kafayı aradı...”

Apo ile kimin görüştüğünü tek satır göremezsiniz bizim yurtsever yalaka medyada...

Ben size söyleyeyim:

“Devlet...”

*

Neyse ki Hasan Cemal kalkıp Kandil’e kadar gidip Karayılan ile konuştu da anladık:

PKK’li teröristlerin otobüsün üzerinde davul zurna ile gelmelerini isteyen Başbakan’dı...

Başbakan seçim kürsülerinde milletin gözünün içine baka baka “Ben olsaydım Apo’yu asardım” dediği ve CHP’yi “BDP ile işbirliği yapmakla” suçladığı günlerde ise Apo ile pazarlık yapıyorlardı...

Karayılan söyledi zaten:

“Tango tek kişi ile olmaz...”

*

Gizli saklı pazarlıklar sürerken... Önceki gün iki askerimiz Hakkâri sokaklarında başlarına yakın mesafeden kurşun sıkılarak öldürüldüğünde... Ve kimsenin kılı kıpırdamadığında bunları düşündüm...

Evet...

Tango bu...

Sondan bir önceki...