Bedri Baykam
Bedri Baykam bedri.baykam@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürk Stadyumu-Fenerbahçe-Eda Erdem-ENKA-TED-sporcularımızın geleceği

14 Eylül 2023 Perşembe

Spor, çocukluğumdan bu yana hayatımın önemli bir alanını kapladı. Türkiye şampiyonalarında aldığım dereceler, katıldığım milli veya uluslararası turnuvalar tenisi tabii ki gözümde ayrı bir yere koyuyor. Öte yandan başta futbol, pinpon, bilardo olmak üzere, tüm bu sporların takibi, benim için hobinin ötesinde... Hiç oynamadığım ama sürekli seyircisi olduğum basketbol voleybol da büyük heyecan kaynağımız. Size sporun ülkemize açabileceği kapılardan söz edeceğim. 

Geçen gün, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tüzük tadilat kongresi yapıldı ve üyeler, stadın adının “Fenerbahçe Atatürk Stadyumu” olarak değiştirmek için yönetim kuruluna yetki verdiler. Ne mutlu bize ki bu karar zaten çok konuşuldu ve alkışlandı. Bir gece öncesinde de CHP Genel Merkezi’nde 100. yıl kokteyline katıldım ancak ertesi gün kongre için döndüm. İyi ki dönmüşüm ve bu gurur dolu günü orada şahsen yaşamışım. Başkan Koç ve YDK Başkanı Uğur Dündar’ın ardından yaptığım konuşmayı ömür boyu kariyerimin en güzel anlarından biri olarak saklayacağım.  

“ATATÜRK OLİMPİYAT STADI VAR” GEREKÇESİNE YANIT

İstanbul’da Atatürk Olimpiyat Stadı olduğu için bazı tereddütler olabilirmiş. Objektif olarak bakalım, ilk olarak o stat dile “Olimpiyat Stadı” diye yerleşti, kimse Atatürk’ün adını maalesef kullanmıyor. Ayrıca kabul edelim, Olimpiyat Stadı ulaşılması zor, çok fena rüzgâr alan, tribünler ve futbol sahası arasında büyük bir mesafe olan, izleyicilerin keyif dozunu düşüren bir stad. Halbuki önderimizin ismi “Fenerbahçe Atatürk Stadyumu” veya “Mustafa Kemal Atatürk Stadyumu” olarak Kadıköy’de yaşadığı zaman, hem isim zaten farklı olacak, hem de haftada bir veya iki kere maç oynanan tıka basa dolan ve herkesin şevk ve gururla her hafta sahip çıkacağı, aynı zamanda bir müze olarak da gezilecek bir yer haline dönüşecek. 

EDA ERDEM HEYKELİ

100. yılımızda, voleybolcularımızın dünya çapında ses getiren büyük başarılarını alkışladık. Fenerbahçe Kongresi’nde Başkan Ali Koç bunu bir adım öteye taşıdı ve Alex, Lefter ve Can Bartu’nun ardından Eda Erdem’in de heykelinin Yoğurtçu Parkı’na dikileceğini söyledi. Her açıdan muhteşem bir karar! Eda Erdem büyük kaptanlığı, kişiliği ve sporculuğuyla Atatürk’ün tarif ettiği Türk sporcusu ve Türk kadını olarak bunu fazlasıyla hak ediyor. Koç bunu yaparken, Diyanet’in “hukuk müşaviri” sıfatını taşıyan Adnan Üstün diye biri, tarihimize geçen sporcularımız hakkında “Bacağı baldırı açık, 18-20 yaşlarındaki kızları voleybol maçlarının milletin önünde seyrettirip, batının kültürüyle giydirip, milli takım diyeceksin, bilmem nerenin sultanı diyeceksin. Ayıptır, günahtır” şeklinde bir demeci verebildi. İşte böyle bir ülke içinde yaşadığımız için Fenerbahçe yönetiminin ve Koç’un Eda Erdem kararı son derece önemli… 

DJOKOVİC’İN 4 YAŞ VİDEOSU

Sırp tenisçi Djokovic bütün rekorları alt üst ederek 24. kez bir slam şampiyonluğu kazandı; Odatv’de bu konuyu uzunca yazdım. FBTV’deki 2F1B programımda, Djokovic’in 4 yaşında, tenise başladığı ilk günlerde çekilmiş videoları yayınlattım. İnanılmaz değerli görüntüler! İzlerken, bu küçük çocuğun bugün ulaştığı performans düzeyi ve kimliği adına gözlerim yaşardı.

Meşhur soru, “Bizden neden bir Djokovic çıkmasın?” 55 yıldır tenis dünyasının orta yerinde olan bir insan olarak yanıt vereyim, maalesef tenis zor, pahalı ve yetişme masrafı içeren bir spor ve buna destek olan yeterince kurumumuz, iş insanımız ve federasyonumuz yok. Suçu zaten federasyona ihale edemeyiz, bütçeleri bu kadar! 

TED KULÜBÜ’NÜN BÜYÜK GELENEĞİ

1946’dan beri İstanbul’da bir uluslararası tenis turnuvası yapılır. Geçtiğimiz pazar günü eski profesyonel günlerimin anısına İstanbul Challenger Cup finalinden önce oynanan gösteri maçının hakemliğini yaptım. Çok keyifli geçti. Kulüp Elmadağ’dan taşındığından beri, belki 36 yıl sonra TED’de bu final yine dolu tribünler önünde oynandı. O günleri hatırlayıp gözlerim doldu ve kulübün başkanı, eski takım arkadaşım Prof. Dr. Mehmet Tınaz’ı candan kutladım. Bu turnuvaya büyük sponsorluk katkıları yapan QNB Finansbank ve Grand Tarabya Oteli de çok tebrik ettim. Özellikle bu isimleri geçiriyorum diye yadırgamayın. Çünkü bir gün, Djokovic çapında bir tenisçimiz olacaksa, adı geçecek sponsorlar sayesinde olacak. Bunların hepsi birbirine bağlı. Çünkü ortada şu bütçeyi alın ve bize on yıl içinde dünya şampiyonları getirin diyen bir devlet zihniyeti maalesef yok.

ENKA’YA ŞÖYLE BİR DEVRİM YAKIŞIR

ENKA dünyanın en önemli inşaat şirketlerinden biri; ne kadar alkışlasak az. Eğitim ve sporda da adı çok geçen, değerli yatırımları olan bir kurum. ENKA’nın Spor, Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı’nın çok değerli bir tenis okulu var. Bu değerli kurumumuza bir önerim olacak, kendi içlerinde devrim yaparak, her yıl “bir dünya şampiyonu yetiştiriyoruz” proje başlığı altında, profesyonel tenisçilere yılda 1 milyon dolar ayırarak bir baş antrenör getirilebileceği gibi, her yaştan tenisçileri uluslararası turnuvalara yollayabilirler. Bu, aldıkları sonuçlara bakmadan on yıllık bir proje olarak uygulanır. Bu gençlerin, geleceğin dünya şampiyonları ile turnuva maçları yapmaları sağlanır. Şunu unutmayalım ki, bugün ilk 20’de olan her oyuncu, 12-16 yaşından itibaren bütün turnuvalarda karşılıklı oynamıştır ve dostlukları da rekabetleri de oradan başlamıştır. ENKA bunu rahatlıkla sağlayabilir; ama Avrupa standartlarında bütçelere geçerek! Çünkü maalesef bugün ayırdıkları bütçelerle tenisçilerimiz ancak kaşarlı tost ve ayran alabilirler, hem de yalnız yurt içinde! Halbuki böyle bir proje, Türk tenisinin geleceğini değiştirebileceği gibi, ENKA’ya da dev bir prestij sağlar. Hem de henüz sonuca ulaşmadan bile! 

Türkiye’yi gericilikten ve yobazlıktan, eğitim, spor, sanat ve ne kadar hor görseniz de sosyal medya çıkaracak! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları