Quintilianus demiş: “Yalancının belleği güçlü olmalı.”

Öyle ya, arşiv var!

“Hükümetin, AK Parti’nin veya Cumhurbaşkanlığı’nın SADAT’a resmi ya da gayri resmi olarak maddi desteği var mı?”

SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, Habertürk’ten Kübra Par’ın bu sorusuna şöyle yanıt vermişti:

“Hayır, hiçbir destek almadık.”

Sahi, gerçek miydi bu?

Bugün Ersin Eroğlu ve Caner Taşpınar imzalı bir kitap okurla buluştu: Gölge Ordu.

SADAT’ın sır perdesini aralamayı amaçlayan kitabı karıştırınca soruma yanıt buluyorum.

Bakın, SADAT 28 Şubat 2012’de kuruldu. Hemen sonra Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kapısını çaldı. Amaçları 17-21 Şubat 2013 tarihleri arasında Abu Dabi’de yapılacak IDEX 2013 Savunma Fuarı’na katılmak için destek almaktı. Beklenen de oldu; 19 Kasım 2012’de başvurularına olumlu yanıt verildi.

Öyle ki SADAT’ın bizzat kendi faaliyet raporuna bu destek şu satırlarla yansıdı:

“Stant alanı Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından ücretsiz tahsis edilmiştir. Böylelikle metrekare fiyatı 715 dolar olan 16 metrekare standın maliyeti 11 bin 440 dolar ve köşe stantlar için eklenen 200 dolar ile birlikte toplamda 11 bin 640 dolar devlet desteği kullanmış oluyoruz.”

Yani, Adnan Tanrıverdi gazeteciye verdiği yanıtta doğruyu söylemiyordu. SADAT’ın kendi raporundaki sadece bir örnek bile AKP iktidarından alınan maddi desteği gösteriyordu.

Bitmedi...

Dönemin Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar’dı.

SADAT’çılar IDEX 2013 fuarını tamamladıktan sonra hemen kendilerine maddi destek sağlayan Müsteşar Bayar’ı ziyaret etti.

2013 yılının mart ayında gerçekleşen ziyarette, SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi, SADAT üyesi emekli Kıdemli Başçavuş Reşat Fidan ve SADAT Eğitim Müdürü emekli SAT Başçavuş Mehmet Emin Koçak bulunuyordu. Tabii, hatıra fotoğrafı da çektirdiler. 

ARINÇ’IN ORDU KURAN PAŞASI 

Aslına bakılırsa, SADAT’ın kuruluşunda ve büyümesinde AKP hep itici güç oldu. “Gölge Ordu” kitabından öğreniyorum: Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç daha kuruluş sürecinde SADAT ile temasa geçmişti. Hatta Adnan Tanrıverdi’yi yanına çağıran Arınç, “Ooo paşam, ordular kurup silah yapıyormuşsunuz” demişti. Arınç karşı çıksa da SADAT raporlarında ismi “destek alınacak kişi” gibi geçiyordu.

Sadece bu kadar da değil...

Şeriat hukukuyla yönetilen, dili Arapça ve başkenti İstanbul olan bir İslam devletini amaçlayan ASRİKA projesi de SADAT’ın faaliyetiydi. Daha da acısı, böylesi bir organizasyonun sponsorları kamu kurumlarıydı: Ziraat Katılım, Vakıf Katılım, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, HAVELSAN, AKP döneminin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Esenler Belediyesi ve Sancaktepe Belediyesi...

Ne umut verici ki karanlık gölgelere ışık tutan kitaplar var.

O KİŞİ HAPİSTEN ÇIKTI 

Hatırlıyor musunuz: 

Zonguldak Ereğli’de kaymakamlık girişindeki Cumhurbaşkanı Erdoğan fotoğrafını yere atan A.Ç. cezaevine gönderilmişti. Şüphelinin Erdoğan’a beddua etmesi de tutuklanmasına gerekçe gösterilmişti. 

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta linç girişiminde bulunanların tutuklanmadığını hatırlatan bir soru önergesi vermişti. 

Fikri takip yaptım. 

Duydum ki hapisteki o kişi bir aylık tutukluluktan sonra özgürlüğüne kavuştu. Mahkeme, delillerin toplanmasını ve suç şüphesinin tutuklamayı gerektirir kuvvette olmamasını tahliyeye gerekçe yaptı.