Barış Doster

Çipras’a bunlar soruldu mu?

09 Şubat 2019 Cumartesi

Yunanistan Başbakanı Çipras, hafta içinde Türkiye’yi ziyaret etti. Ankara’da temaslarda bulundu. İstanbul’da Ayasofya ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret etti. Manastırda ayine katıldı. Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüştü. Çipras’ın hiçbir sonuç çıkmayan Ankara’daki temasları, belli ki “dostlar alışverişte görsün” misali, görüntü vermeye, zaman kazanmaya dönüktü. Bir de ciddi sorunlar yaşadığı Avrupa Birliği’ne yönelikti. Ateist olduğunu saklamayan Çipras’ın İstanbul’daki ziyaretleri ise hem kilisenin siyaset üzerindeki etkisinin kanıtıydı hem de solcu Çipras’ın aynı zamanda ne kadar ulusalcı olduğunu gösteriyordu. Bir de ülkesinde yaklaşan seçimler nedeniyle, iç kamuoyunu hedefliyordu.
Ne var ki, bu ziyarette verilen fotoğraflara rağmen, iki ülke arasındaki sorunlar sürüyor. İlk akla gelenleri sıralayalım...
Birincisi, Kıbrıs meselesi. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Yunan-Rum tarafına beslediği derin muhabbete, vermeye hazır olduğu büyük ödünlere rağmen sürüyor bu mesele. KKTC’de ve Türkiye’de, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı ve büyük devlet adamı Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakan, Annan Planı’nı destekleyen, AB üyeliği uğruna büyük ödünler vermeye hazır olan iktidarlar olduğu halde sürüyor hem de. Çünkü Yunan - Rum tarafı, adanın tamamının, tek başına, hemen sahibi olmak istiyor.
İkincisi, iki ülke arasında Ege Denizi’ndeki sorunlar. Kara suları, kıta sahanlığı, FIR hattı, münhasır ekonomik bölge bu kapsamda ilk akla gelenler.
Üçüncüsü, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde Yunanistan’a kaçan 8 darbeci askerin halen Türkiye’ye iade edilmemesi. Atina, darbecilere sahip çıkıyor.
Dördüncüsü, Kıbrıs adası açıklarında Yunan - Rum tarafının yaptığı enerji sondajları. Türkiye’ye karşı bir yandan İsrail’le, diğer yandan Mısır’la enerji odaklı işbirliğini yoğunlaştırmaları.

18 ada ve 1 kayalık işgal altında
Beşincisi, eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım’ın, tek başına bir ordu gibi mücadele ederek, sürekli gündemde tuttuğu, Yunanistan işgali altındaki 18 ada ve 1 kayalık. Türkiye’nin bu konudaki duyarsızlığı, Yunanistan’ın elini güçlendiriyor. Öyle ki, Türkiye’yi yönetenler, bu konuyu ağızlarına bile almıyorlar.
Altıncısı, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarma hevesi.
Yedincisi, Batı Trakya’daki Türk azınlığın sorunları, uğradığı haksızlıklar, gördüğü baskılar.
Sekizincisi, Yunanistan’ın PKK terör örgütüne verdiği destek.
Dokuzuncusu, Yunanistan’ın sözde Ermeni soykırımına ilişkin tutumu.
Onuncusu, Yunanistan’ın Doğu Ege Adaları’nı silahlandırması. Oysa bu adalar, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması dahil, uluslararası antlaşmalarla silahsızlandırılmış adalardır.
Kıssadan Hisse: Eğer Türkiye; Lozan Antlaşması’na sahip çıkmaz, kendi hak ve çıkarını korumaz, uğradığı haksızlıkları gündeme getirmezse, Yunanistan’dan iyi niyet adımları beklemek hayaldir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları