Ayşegül Yüksel

Shakespeare’den siyaset dersi

01 Şubat 2022 Salı

Siyasal erkin, Sedef Kabaş’ın kullandığı atasözü ve Sezen Aksu’nun 2017’de yazılmış ve kim bilir kaç kez seslendirilmiş bir şarkısının sözleri karşısındaki “öfkeli” tepkisi ülkemizin gündemine oturunca, “söz”ü kendisine “saz” yapmış Shakespeare Usta’nın yaman bir siyaset dersi veren “III. Richard” oyunundan notlar düşürmek vazgeçilmez oluyor. İsterseniz ozanımız 400 yıl öncesinden geliversin, vuruversin sazının teline, kıssadan hisse sunsun günümüze…

Düşünür, yazar, devlet adamı Niccolo Machiavelli (1469-1527) Floransalı bir Rönesans aydınıydı. Günümüzde de kullanılagelen “Makyavelci” sözünün çeşitli dillere yerleşmesini, “Il Principe” (Türkçede “Hükümdar” ya da “Prens”) adlı yapıtına borçludur.

Machiavelli, siyasal birlikten yoksun İtalya topraklarında güçlü bir yöneticinin gerekliliğine inanmaktaydı. Kötülüklerle kuşatılmış bir toplumda, bir yönetici adayının gerektiğinde “erdem” olgusuyla bağdaşmayan eylemlere de başvurabileceğini düşünüyordu. Doğru bir amaca ulaşmak için kullanılan her yolun (aracın) geçerli olduğunu imleyen sözleriyle Rönesans dünyasında fırtına estirmişti.

‘KÖTÜ ADAM’ ÇİZİMİNDE MAKYAVELCİ MODEL

Shakespeare, “III. Richard” oyununda Gloucester  Kontu Richard’ı tipik bir Makyavelci kişilik olarak çizerken kötülüğe ödün veren bir yöneticinin başarılı bir hükümdar olamayacağının altını çizerek Machiavelli’ye karşı çıkıyordu. “III. Richard”, yıkıcı eylemlerle beslenen yücelme hırsının ülkeyi nasıl kaosa sürüklediğini gösterir.

 Oyunun ilk sahnesinde tek başına görünen Richard, kambur ve topaldır. Oysa tarihteki Richard’ın bedensel sorunları belirtilmemiştir. Sanki Shakespeare, karakterin ruhundaki sakatlığı bedensel kusurları aracılığıyla yansıtmaktadır. Richard, taht ile arasında engel olarak duran iki ağabeyini ve çocuklarını bir dolu yalan, iftira ve dedikodu yoluyla yok edecek ve sonunda krallık tacını giyecektir. 

Shakespeare, Richard’ı, Makyavel modelini yansıtan bir siyasetçiye özgü özelliklerle donatmıştır. Richard’ın karakterinin en önemli boyutu “ikiyüzlü” oluşudur: Çevresini iyi huylu, sevecen biri olduğuna inandıran, gerçek duygu ve düşüncelerini ise yalnızca seyirciyle paylaşan bir oyun kişisidir Richard. Zeki ve kurnaz olduğu denli, yaman bir “oyuncu” ve demagoji (“yanlış olanı doğruymuş gibi gösterme”) ustası bir “hatip”tir. Böylece, gerektiğinde suratına geçirdiği dindarlık maskesi altında karşısındakilerin inançlarını kusursuzca sömürebilmektedir. Richard’ın “dindarlığı” grotesk olsa da “kindarlığı” gerçektir. Bu nedenle, kendisine zarar vermiş olduğunu düşündüklerinden “öç alma” yolunda hiçbir engel tanımaz. Çevresindekileri “parmağının ucunda oynatabilme” hüneri, Shakespeare’in bu “kötü adam”ına kısa sürede -çıkarlarını sıkıca kolladığı- birçok yandaş kazandırmıştır. 

 “Talih tekeri” olgusu “III.Richard”ın temel yapısını belirler: Oyun kahramanı anlatılan olayın belirli bir aşamasına dek “yükselecek”tir. “Yükseliş” aşamasında Richard’a yürekten bağlanan yandaşları, önceleri onun yalan ve iftira yüklü siyaset anlayışına göz yumsalar da öç alma ve insan harcama eyleminde sınır tanımayarak gitgide zorbalaşan “hükümdar” karşısında tutum değiştirmeye başlayacaklardır.

‘TALİH TEKERİ’ ‘DÜŞÜŞ’E GEÇİNCE…

Artık “düşüş” aşamasına gelinmiş, Richard’ın gerçek yüzü ortaya çıkmıştır: Zekâsı felce uğramış, kurnazlıkları işe yaramamaya başlamıştır. Etkili konuşma yeteneğini de yitirmiş gibidir. Gelişigüzel yalan ve iftira eylemleriyle yalnız halkı değil, yandaşlarını da sindiren Richard’ın “öfke” dozu da gitgide artmaktadır. Bir toplantıda, kendisine düşmanları tarafından büyü yapıldığını söylemesi üstüne, saygın bir devlet yetkilisinin “eğer bu doğruysa” sözünü, kendisinden kuşku duyulduğu gerekçesiyle hakaret sayması ve “eğer” sözcüğü nedeniyle bu soylu kişinin, başını vurdurtması “düşüş”ün önemli göstergelerindendir. Richard, yandaşlarının, geçmişte onlara verdiği sözleri tutmasını istemelerini öfkeyle karşılamakta, maşa olarak kullandığı soyluları bile öfkeyle azarlayıp yanından kovmaktadır. Artık, yalan, iftira ve tehditle denetlenen dünya, hükümdarın etki alanının dışına kaymaya başlamıştır. “Son”un başlangıcı...

Görüldüğü gibi, Yazgı Tanrıçası Fortuna, başlangıçta Richard’ın yükşelişini sağlayan “talih tekeri”ni ters yönde çevirmeye başlamıştır. Richard gün geçtikçe yalnızlaşmaktadır. “Dönüşü olmayan nokta”ya ulaşmıştır. Kendisi fark etmese bile “yıkım” kaçınılmaz olmuştur...

Shakespeare, “zalim” olandan doğruluk ve adalet beklenemeyeceği düşüncesiyle, Makyavelci tipolojiye uygun olarak çizdiği “kötü adam”a başarı olanağı tanımayı reddetmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Öteki’nin dramı 22 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları