Ayşe Yıldırım

AKP seçmeni AfD seçmeni olur mu?

31 Ağustos 2017 Perşembe

Her yağmurda sefil bir Venedik görüntüsü veren İstanbul’a doğayı talan ederek yapılan üçüncü köprü ve üçüncü havaalanı nedeniyle “Türkiye’yi kıskanan” Almanya seçim sürecinde.
Herhalde bunu Almanya’da yaşayanlardan daha çok Türkiye’de yaşayanlar biliyordur. Çünkü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, ikide bir Almanya’daki Türkiye kökenlilere kime oy vermemeleri ya da kime oy vermeleri gerektiği çağrısı yapıyor.
Yoksa Almanya’da öyle parti bayraklarıyla donatılmış sokaklar, bangır bangır müzikle dolaşan seçim otobüsleri, sokakları çöp içinde bırakan aday tanıtım broşürleri filan göremezsiniz. Ya da rakiplerine ve onların seçmenlerine hakaret üstüne hakaret yağdırıp tehdit eden politikacıları…
Erdoğan işin içine girmese Almanya seçimleri bu kadar ilgi çekmezdi. Zaten kamuoyu araştırmalarına göre Şansölye Merkel’in yine ipi göğüslemesi bekleniyor.
Ama Erdoğan’ın “Türkiye düşmanı partilere sakın ha oy vermeyin” deyip bir de “SPD, Hıristiyan Demokratlar, Yeşiller…” diye parti isimleri sayması ister istemez tartışma yarattı. Çünkü geriye Sol parti ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi kalıyor.
Erdoğan’ın “Orada şu anda Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partilere gerekli desteği verin. Birinci parti, ikinci parti olmaları önemli değil, onlara verin” derken Sol partiyi kastetmediği açık. Ne de olsa “Bu sol zihniyet, bu komünistler hiçbir zaman vatansever değildir” demişti daha birkaç gün önce.
O halde geriye Türk ve Müslüman düşmanlığıyla bilinen ırkçı parti AfD kalıyor. Peki, Erdoğan’ın bu çağrısını alan AKP seçmeni ne yapacak?
Almanya’da seçme hakkına sahip olan yaklaşık 720 bin Türkiye kökenli yaşıyor. Eski seçimler üzerinden yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye kökenlilerin birinci tercihi SPD. Daha sonra ise Yeşiller ve Sol parti geliyor.
Almanya’da seçilen Türkiye kökenli milletvekillerinin ezici çoğunluğu da Erdoğan’ın “oy vermeyin” dediği partilerden.
Geniş bir çerçeveden bakıldığında bu çağrının sonuçları çok da etkilemeyeceği söyleniyor. Türkiye kökenli seçmenin sandığa gitmemesinden çekinen Alman politikacılar o nedenle “oy kullanın” çağrısı yapmakla yetiniyor.
Ama tabanda çok daha ilginç bir şey yaşanıyor ki onu da geçen günlerde Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Cem Özdemir açıkladı:
“Şöyle çağrılar dolaşıyor; ‘aşırı sağcı AfD partisine oy verin’ deniyor. İlginç bir şey; Türklere en fazla düşman, Müslümanlara en fazla karşı olan partiye sözde Müslüman, Türk kökenli olanlar destek verme çağrısında bulunuyorlar.”
Ki o parti yani AfD’nin başbakan adayı Alexander Gauland, daha birkaç gün önce Türkiye kökenli Almanya Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’u ırkçı sözlerle tehdit etmişti. Özoğuz’u “Anadolu’da yok etmekten” ve ondan bir “çöp gibi kurtulmaktan” söz etmişti. Almanya’da İslama yer olmadığını söyleyen, seçim propagandasını da İslam ve göçmen karşıtlığına dayandıran AfD, seçim afişlerinde de bunu açıkça dile getiriyor. “Burka mı? Biz bikini seviyoruz” ya da hamile bir kadının fotoğrafıyla birlikte “Yeni Almanlar mı? Biz çocuklarımızı kendimiz yaparız” yazılı afişler bunun örnekleri.
Şu anda Yeşiller ve Sol Parti ile üçüncülük için yarışan AfD için “gelin AfD’ye oy verin Almanya batsın” diyen Türkiye kökenli seçmenler aslında kendilerini batırdıklarının farkında değiller. Ya da Cem Özdemir’in deyimiyle “Dünyada bütün fanatikler, bütün aşırı olanlar aslında birbirine çok yakın.”
AKP seçmeni AfD seçmeni olacak mı, 24 Eylül’de göreceğiz…
Küçük bir not: 14 Ağustos’ta başlayan mektupla oy verme işleminde seçmenlerin yüzde 20’den fazlası oyunu kullandı bile. Çünkü onlar oylarının çalınmayacağından eminler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları