30-31 Ocak günleri Bolu’da Abant Platformu’nun 34. toplantısı yapıldı. Ben bu 34 toplantıdan üçünü izledim.

İlki adı gibi sahiden Abant Gölü kıyısında bir oteldeydi. Anlaşılan Cemaat ile AKP tepelerinin balayı günleriydi. Çünkü toplantıyı o zamanki TBMM Başkanı Cemil Çiçek övgünün ölçüsünü kaçırmacasına bir konuşmayla açmıştı. Bolu valisinden Emniyet müdürüne kadar hepsi canla başla konukları ağırladılar. Bu arada bürokratların her zaman canını sıkan gazetecilerden biri olarak Bolu polisinin bir yüksek rütbelisinden, otelin araba parkının “Sadece davetli ve yüksek misafirlere ayrıldığı” belirterek sıkı bir fırça yedim. Mesleğimizin sıradan bir olayı olduğu için umursamadım. “Yüksek misafir” olmayanların da park edebileceği bir yere arabayı park edip toplantıyı baştan sona izledim.

İzlediğim ikinci toplantıda balayı çoktan bitmiş, Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP intikam orkestrası Cemaat’e karşı “Vur abalıya” marşını çalmaya başlamıştı. Bolu’daki otel bu kez yer vermekten son anda çark etmiş. Adı yine Abant Toplantısı idi ama Karadeniz kıyısında, Akçakoca’da toplandı. Onu da baştan sona izledim, o zamanlar yazdığım T24’te de ayrıntısıyla aktardım.

Sonuncu Abant Platformu Toplantısı iki hafta kadar önce Bolu’da yapıldı. Abant’ın çok yakınında ama Abant’ta değil; Bolu’daki bir otelde. Sordum, Abant’taki otel “Artık size bu otelde yer yok” demiş.

Bu yılki toplantıyı öncekilerden ayıran özellik sadece otel sorunu değil. Bu kez davet edilenlerin kompozisyonu da öncekilerden epey farklıydı. Daha önceki toplantılara katılmamış epey davetli vardı.

İlk ağızda gözüme çarpanlar: Anayasa hukukunun en saygın hocalarından Profesör Ergun Özbudun, keza Profesör Serap Yazıcı, Mazlum-Der başkanlarından Ömer Faruk Gergerlioğlu, Birikim Dergisi yayın yönetmeni Ömer Laçiner, aslan eniştem Baskın Oran, Cumhuriyet’ten kapı yoldaşım Ahmet İnsel, eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, benden bir sonraki kuşağın en iyi gazetecilerinden bizim Celal Başlangıç, Profesör İştar Gözaydın, bizim meslekte çevre sorunlarının inatçı yazarı Pelin Cengiz, AB müktesebatı söz konusu ise başkasına laf düşmeyen Cengiz Aktar arkadaşım, Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek, meslektaşım Perihan Mağden, Profesör Eser Karakaş, Profesör Murat Belge, eski CHP milletvekili Profesör Binnaz Toprak, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve İmam Taşçıer, Kürt yazar Fehim Işık, sanatçı Zeynep Tanbay,  eski HDP milletvekili, akademisyen Ufuk Uras, Apoyevmatini gazetesi yönetmeni Mihail Vasiliadis…

Yok vazgeçtim. Yoksa bu Tırmık telefon rehberine dönecek; Abant notlarına yer kalmayacak…
Katılımcılarla ilgili son bir not: Öncekilerden farklı olarak Cemaat’ten oldukları ya da Cemaat’e yakın oldukları bilinenler pek ortada yoktu. En azından söz alıp konuşanlar arasında bu belirgindi

*     *     *
Saydıklarımın ve sayamadıklarımın pek çoğu Abant toplantılarına ilk kez katılıyordu.
Gündem demokrasiydi. Ancak bu Abant toplantısına Anayasa ve Kürt sorunu damga vurdu. Toplantıyı düzenleyen Cemaat yöneticileri bunu öngörmüşler miydi, bilmiyorum; bildiğim, özellikle Kürt sorununda Cemaat’in geçmişindeki Türk milliyetçiliğine çok yakın duran çizgiyle taban tabana çelişen yaklaşımlar ağır bastı.

Keza yeni bir anayasaya ilişkin konuşmalarda da “devlet”e bakış Cemaat’in geleneksel devlet tapıncına epey tersti. Bir katılımcı, Fethullah Gülen’in, 12 Eylül’ün hemen ardından Sızıntı dergisinde yazdığı, darbecileri kurtarıcı olarak selamladığı  “Son Karakol” yazısını hatırlatıp kıkırdadı: “Bugün burada konuşulanları duysa acaba ne derdi?”

Aktarılacak birkaç not daha var ama bu kadarının da son Abant toplantısının içeriğini yansıttığını sanıyorum. Olmazsa gelecek Tırmık’lardan birinde yine konuya dönerim…