Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
YÖK’ün kararı kime yaradı?
YÖK Başkanı Erol Özvar, bu yıl devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatıldığını açıkladı geçen hafta.
Kimse tepki vermedi. Oysa geçen yıl, 1308 öğretim programına 80 bini aşkın öğrenci kayıt yaptırmıştı. ÖSYM, kapatılan ikinci öğretim programlarının genel kontenjana tanımlandığını bildirse de en az 100 bin öğrenci büyük bir düş kırıklığı yaşıyor şu an!
Önceki yıllarda YÖK çatısı altında görev yapan vicdan sahibi akademisyenler, bu kararın tamamen özel üniversitelere yeni müşteri yaratma amaçlı bir adım olduğu görüşünde. Üstelik vakıf üniversitesi adı altındaki 80’e yakın ticari kuruluş, eğitim bedellerine yüzde 300’lere yakın oranlarda zam yapmışken! YÖK Başkanı Erol Özvar, bu kararı gözden geçirmeli vakit kaybetmeden! Çünkü bu adım en az 100 bin çocuğun devlet çatısı altında hayal ettiği bölümde okuyamaması, 220 binlik özel üniversite potansiyelinin 300 binlere çıkması demek. Üstelik sıradan bir üniversitede idari bilimlerin yıllık gideri 84 binden 240 bin TL’ye (isim vermeyeceğim) yükselmişken!
Söz üniversiteden açılmışken sınava girenlerin 70 bine yakını sıfır çekti. Çoğu lise mezunu sıradan imla kuralları ile dört işlemi bile bilmiyor demek bu. Yeni milli eğitim bakanı tarikatlarla uğraşacağına şu müfredata bir göz gezdirsin!
EMEKLİNİN UMUDU AYM!
AKP iktidarı geçen hafta en düşük emekli aylığını 10 bin liradan 12 bin 500’TL’ye çıkardı. Yaklaşık 3 milyon emekli yararlandı bu zamdan, 13 milyon emekli ise kapsam dışı kaldı; sadece enflasyon oranında artış aldı. İki milletvekili ile AKP Grup Başkanı Abdullah Güler’in imzasının bulunduğu düzenleme aslında anayasanın eşitlik ilkesine aykırı. Özellikle, onca yıl prim ödeyip 10 bin lira sınırında kök maaşı olanlarla en düşük seviyeden prim ödeyenlerin maaşı arasındaki SGK dengesi iyice bozuldu. O yüzden, AYM bir an önce parti adı gözetmeksizin diğer 13 milyon emekliyi ilgilendiren bu uygulamayı veto etmeli, 2 bin 500 TL tutarındaki maaş zammının 16 milyon emekliye yansıyacak şekilde seyyanene çevrilmesinin yolunu açmalı! Yoksa çok yakın bir süre içinde emeklilik sistemi onarılamayacak biçimde bozulacak!
TÜZÜK VE ÖNSEÇİM!
CHP’nin Söğütözü’ndeki genel merkezinde hararetli günler yaşanıyor. Gündem tüzük değişikliği ve önseçim. Geçen yılki kurultayda, demokratik tüzük ve önseçim sözü verip coşkulu konuşmasıyla genel başkan seçilen Özgür Özel’in uzunca zamandır haftanın bir gününü tüzük çalışmalarına ayırdığı, partinin çeşitli kademelerinde yer alan isimlerden gelen önerileri incelediği biliniyor. Ne var ki CHP içindeki bazı çevrelerin önseçim şartını, “erken seçim düşünülerek” erteleme istekleri dedikodusu rahatsızlık yaratmış durumda. Özel ise il başkanları ile yapacağı toplantının ardından yeni tüzüğe son şeklini verecek. Ancak CHP liderinin yakın çevresi, “makul bir fermuarlı sistemle önseçim” kuralının delegelere sunulacağını belirtiyor. Yüzde 15 olan genel başkan kontenjanının yüzde 10’lara ineceği kulisleri de gündemde. Hatta bu maddenin de Özgür Özel tarafından, “özel olarak” talep edildiği sızan bilgiler arasında. Elbette CHP’de son sözü 9 Eylül’de 1200’ü aşkın delege söyleyecek ancak 1.5 milyona yakın üyenin neredeyse yüzde 90’ının önseçim ısrarında olduğu da gün gibi ortada!
MEGALİ İDEA HEZEYANI MI?
“Adalara kapıda vize” kolaylığı ile yumuşayan Türk-Yunan ilişkileri, komşunun sağlık bakanı Adonis Georgiadis’in, “Bir gece ansızın F-35’lerle Ankara’ya gelebiliriz” sözleriyle yerini gerginliğe bıraktı. Keşke vasat bir siyasetçinin Megali İdea (büyük fikir) hezeyanı olarak değerlendirilecek bir satır arası olsa bu sözler. Oysa derinliği var. Üstelik Güney Kıbrıs’taki Rum yönetimi, Yunanistan’ın desteğiyle Larnaka’ya denizüssü kurma planı yaparken! Türkiye, Kıbrıs’tan Kuzey Ege’ye uzanan sularda çok dikkatli olmalı. Çünkü Kıbrıs veya Ege’de yaşayanacak olası bir gerginliğin orada kalmayacağı, böyle bir krizde Türkiye’nin güney sınırında sözde “Kürdistan” hayali ile yanıp tutuşanlarla çatışmaya zorlanacağı dillendiriliyor güvenlik uzmanlarınca. Elbette binlerce yıllık devlet geleneğine sahip TSK iki cephede de savaşır ancak sayıları 10 milyonu bulan ve en az yüzde 20’si savaşçı kimliğine sahip Suriyeli ile Afganların olası bir gerginlikte kimin tarafında duracağı meçhul. Yani Türkiye’nin yazgısında ne yazık ki hep arkadan vurulma olasılığı var!
Dipnot: Olimpiyatlar başlıyor, kent içi, yeşil erişilebilen bir olimpiyat, ne var ki tek endişe üzerine kan dökülen 1972 Münih Olimpiyat Oyunları’nın bir tekrarı. Malum İsrail-Filistin savaşı sürerken umarız Fransız İçişleri Bakanlığı gereken önlemi alır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yıkımda son perde
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- Ölü ve yaralı var!
- AKP'li isim açıkladı!