Turnuva öncesi “Çeyrek final oynamaya razı mısın?” deseler 85 milyonun tamamı imza atardı. Ama belki de şampiyon adayı Hollanda’ya hem de hakem hataları nedeniyle ilk 8’de elenince karalar bağladık. Öncelikle heyecan fırtınası yaşatıp ülkedeki “vicdansızca” zamları bile unutturan Bizim Çocuklara teşekkür etmek gerek. Konuya futbol bağlamında yaklaşırsak aslında finale açılacak yolu ayrıntılarda kaybettik. Teknik direktör Montella da itiraf etti “Ayrıntıya takılmayın” diye; biliyor geç oyuncu değiştirdiğini, deli fişek Semih, hırslı Cenk, Kerem gibi taze kuvvetleri oyuna geç aldığını. Hele Koeman, 2-1’e yatacağını belli etmişken, “Rest” diyecekti bizim Napolili. Çünkü uzatma dahil son 8-10’dakikadaki ısırgan oyunu 25 dakika oynasak bugün apayrı bir dünyadaydık.

Ayrıntı demişken, art niyetli hakem çaldığı değil çalmadığı düdüklerle maçın sonucunu etkiler. Öncelikle Portakallara sarı kart konusunda cimriydi, Simons’un atılmaması insanlık suçu. Mert Müldür’ün bileğine öyle bastı ki! Kaan’a yapılan penaltıyı söylemiyorum bile. Anlaşılan Merih’in “kurt figürü” cezasından “Bu Türkleri istemiyorlar” yorumu çıkarmış. Gerçekten de istemiyorlar bu arada. Gazze konusunda İsrail’e yaptırım uygulayan, ekonomisi berbat, Rusya ile ilişkilerini iyi tutan bir Avrupa ülkesi onların kafasındaki Avrupa ülkesi değil. Merih demişken, ben bu olayın takımı ateşlediğini ama yine de algının orada kaldığını düşünüyorum. Özellikle de arkadaşları, “O hareketi yapmasa yarı finalde İngiltere’yi götürür İspanya ile final oynardık” der mi bilemedim. Ve Euro 2024. Biraz öksüz, hatta yetim! Ev sahibi yok, alternatif ev sahibi Türkiye de yok! Almanya’nın elendiği gün barlar, kafeler boşaldı, biz çekildik iyice sinek avlarlar.

Artık 150-200 Avro’luk bilete 500- 600 Avro verip maç izleyen de olmaz. Biraz Hollandalılar renk katar diğerleri maç maç gelir Almanya’ya