Arif Kızılyalın

Yaraya merhem!

02 Kasım 2019 Cumartesi

Üst üste kayıplardan sonra ‘mecburen’ kazanmak zorundasındır; tersi düşünülemez bile! İşte Galatasaray-Ç.Rizespor maçı böyle bir 90 dakikaydı.

Lig, Avrupa seyrinde ‘seri’ kayıplar yaşadıktan sonra bıçak sırtı bir sınava çıktılar ve beklediklerinden çok daha kolay bir galibiyet aldılar. Gerçekten Galatasaray seyircisinin sezon başından beri en az saç baş yolduğu bir geceydi!.

‘Kazanan her zaman haklıdır’ diyerek okursanız dünkü skoru, Galatasaray için iyi şeyler söyleyebiliriz ancak bu kadro yapısı ve bu anlayışla Rizespor galibiyeti, ‘kangren olmuş’ yaraya sürülen melhemden öteye geçmemeli, gerçekler örtülmemeli!

Elbette, Lemina, Seri ve Babel’in ‘ince’ işleriyle Ömer Bayram’ın alnındaki terin tamamını sahaya döküşünü bir kenara ayırmak lazım. Bu isimler, özellile de orta alandaki üçlü normal seyirlerinin üstüne çıktı. Ve her zamanki gibi Muslera’yı ayrı tutmak gerek. Çok fazla atak yememesine rağmen kırılma anlarıda kritik toplara gol izni vermedi. Şapkadan çıkan tavşan misali de kendini 11’de bulan Ahmet de aylar sonra ilk kez hatasız oynadı, sorumluluk almadı ama hata da yapmadı. Nagatomo ile Emre Mor da düzelme yolundalar; elbette her rakibin Rizespor olmadığı da düşünülmeli!

Fatih Terim’in rotasyonuna gelirsek; aslında Real Madrid maçını düşündü deneyimli hoca. Çünkü o da biliyor, elindeki ‘bazı’ yıldızların 3-4 günde bir maç oynayamayacağını. O yüzden Bernabeu’da ele güne bayram yaptırmama adına hem dinlendirdi ‘kalibresi’ yüksek oyuncularını hem de gözdağı vermiş oldu sağa sola; “Mücadele etmeyen kulübede oturur” diye!

Peki, yarısı idareten oynayan, yarısının da aklı çarşamba akşamki Real Madrid maçında olan Galatasaray 11’i, nasıl bu kadar rahat maç kazandı?

Aslında bu soruyu Rizespor’a sormak gerek! Ne oynadıkları belli değil. Tutuk başladılar, ilk golü kendi kalelerine attılar, aradan 1-2 dakika geçmeden bir de penaltı yaptırdılar. Sözün özü, maçı 3 dakikada hediye ediverdiler rakiplerine. Hele Talbi’nin kendi kalesine attığı gol, tam bir trajikomik enstantane. Maçı beraber izlediğimiz arkadaşlar, “Vallahi Falcao vuramazdı o kafayı” diye espri yaptılar; haklıydılar. Hemen ardından Melnjak’ın Şener topu ortalarken arkasını dönüp kolunu üçgen yapması ise fizik kurallarına da oyun kurallarına da aykırıydı; penaltıya dönüştü.. İki hata, maçı koparabiliyor futbolda...

Evet, dün geceki 2-0 biraz soluk aldırır Galatasaray’a; en azından Falcao iyileşene, birileri ‘artık oynamam lazım’ diyene kadar. Çünkü toparlanmazlarsa dün 45’lerden 30 bin bandına inen seyircilerini de kaybederler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları