Arif Kızılyalın

Velvelecileri değil futbolcuları örnek alın!

01 Ekim 2019 Salı

Derbi haftasıydı; dikkatler Galatasaray-Fenerbahçe maçına çevrilmişti. Geçen sezondan beri yaşanan gerginlik sahaya yansıyacak mıydı diye herkes merak içindeydi. Öyle ya, taraftarı, yöneticisi, başkanı birbirine girmek için fırsat kollar hale gelmişti. Velveleci medyanın da körüklemesi ile Cüneyt Çakır’ın yöneteceği maç üzerine, “Şu kadar kırmızı kart çıkar.., Yarıda kalır.., Millet birbirine girer” tahminleri yapıldı...
Peki, ne oldu?
Söyleyelim, sahaya çıkan 22 futbolcuyla sonradan giren 6 isim, spor dünyasının “topuna” fairplay dersi verdi. Üstelik sahada Emre gibi, Belhanda gibi, Luyindama gibi, Jailson gibi patlamaya hazır isimler de vardı. Ama faule maruz kalan da, faulü yapan da, haklılık-haksızlık tartışmasına girmeden önce yerde yatana elini uzattı. Maç da kavgasız dövüşsüz, -hatta tartışmasız- sona erdi. Kimse, soyunma odası yolunda birbirini yumruklamadı, kimse aykırı demeç vermedi. Başta teknik ekipler olmak üzere sahadaki isimlere tek tek teşekkür etmeliyiz. İyi ki, ortama ayak uydurup, neredeyse pamuk ipliğiyle bağlı kalan dostluk köprülerini koparmadılar...

***

Bu hafta her ne kadar gözler 0-0 biten Galatasaray- Fenerbahçe derbisine çevrildiyse de Trabzon’daki Trabzonspor-Beşiktaş maçı da epeyce bir gündem yarattı; özellikle görkemli skoru ile. Bu maç iki takım için de büyük önem arz etse de, Beşiktaş için bir tür kurtuluş 90 dakikasıydı. Ancak gördük ki, yönetimsel kriz, zaten sezona “eğreti” başlayan Siyah-Beyazlılar’ı iyice tüketmiş. Sanki, ligin son haftalarındaki “bitse de gitsek” maçlarını oynar havadaydılar. Kafaca bitirmişler ligi. Her ne kadar, Abdullah Avcı, “istifa” ile ilgili soruları üslup ustalığı ile geçiştirse de aslında “Ben de istifa ediyorum” dedi sahadaki futbol anlayışı ile. Gerçi burada en son eleştirilecek kişi Abdullah Hoca. Çünkü, imzayı attığı günden beri bir kuruş almadan çalışıyor, kan kusuyor, “Kızılcık şerbeti içtim” diyor ama Başakşehir’de tırnaklarıyla kazıyıp yarattığı markasını da bu kadar yıpratmamalı, deniz bitti demeli!

***

Ve bir kutlama Anadolu Efes’e. Malum ülkemiz, kimsayal gübre, hava kirliliği, sağlıksız hazır gıda nedeniyle kanser riski sıralamasında dünya rekorları kırıyor. İşin garibi, kimsenin de bu döngüye dur dediği yok. Efes hariç. 6 yıldır ısrarla Euroleague maçlarına pembe topla çıkıp, meme kanserinde erken tanının hayat kurtardığını anlatmaya çalışıyorlar. Bu yıl da Barcelona ile oynayacakları maçta havalanacak pembe top. Belki, evet belki bu maçı izleyen hanımefendiler, maçın devre arasında gidip elle bireysel muayene yapacak, belki de maçı izleyen eş, sevgili, oğuldan, soru gelecek, “En son ne zaman bir cerraha muayene olmuştun, mamografi zamanın geçmemiş miydi” diye. Ve belki de onlarca, yüzlerce kadın o erken tanı ile, meme kanserini kemoterapisiz atlatıp, hayata tutunacak. Teşekkürler Anadolu Efes, teşekkürler Tuncay Özilhan.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları