Kim ne derse desin, Türk futbolunda bu sezon Sivasspor fırtınası esiyor. 18 maçta 40 puan topladılar. En yakın  rakipleri Başakşehir’in 4, Trabzonspor’un 5, Fenerbahçe’nin 6 puan önündeler. Üstelik Beşiktaş deplasmanından da galibiyetle döndüler. 2.22 puan ortalamasıyla oynuyorlar sezon başından bu yana.

Lig şampiyonunun 69-70 puanlarla belirleneceği var sayılırsa Sivasspor’a 10 galibiyet yetecek. Sözün özü, 5-6 yenilgi hakları var. Üstelik, bu hafta içerde Rize, sonra dışarda Gaziantepspor ile oynayacakları maçtan 6 puan alıp, kendi sahalarındaki final niteliği taşıyan Başakşehir maçına bu moralle çıkarlarsa erken şampiyonluk hesapları bile söz konusu Sivasspor için.

Bu 3 maçlık periyotta da zirve ortağı Trabzonspor-Başakşehir-Fenerbahçe üçlüsünün kendi aralarında oynayacağı ve birilerinin “kırılacağı” hesaplanırsa Sivasspor, ligin ‘6. şampiyonu’ olmaya çok ama çok yakın.

Peki, mütevazı bir Anadolu ekibi bu başarıyı nasıl yakaladı? Öncelikle şunu söylemekte fayda var ki, işin sırrı “para” değil. Takımda sadece santrfor Yatabare’ye milyon Avro bazında ödeme yapılıyor. Takımın taşıyıcı kolonları Mert Hakan Yandaş, Erman, Hakan, Uğur, tabiri caizse “3 paraya” oynuyorlar. Fatih de Beşiktaş’tan kiralık.. Takımın toplam maaş ödemesi, Galatasaray’daki Falcao-Feghouli, Fenerbahçe’deki Gustavo-Kruse, Beşiktaş’taki Burak-Karius ikililerinin maliyetinin altında neredeyse! 

Öyleyse Sivasspor’un sırrı ne?

Rıza Çalımbay Hoca’ya sorduk geçenlerde bu soruyu. “Çalışmak, herkesten çok çalışmak..” dedi. Çalışmak derken, sadece ‘koşmak, mücadele etmek’ değildi Rıza Hocanın meramı. Lafı, yardımlaşmaya daha doğrusu “Sahada dara düşen arkadaşının açığını kapamaya..” getirdi. Bilmem izlediniz mi Beşiktaş önündeki “eksik” Sivasspor orta sahasını. Topu alan Beşiktaşlı, karşısında 3 Sivaslı birden görüyordu. Bir ara, ‘takım fazla oyuncuyla mı oynuyor’ dedik dostlarla. Meğerse o dakikalarda Beşiktaş 1 fazlaymış!  İşin ilginç yanı Rıza Hoca, mevkidaşları gibi, “Bu cezalı, şu sakat” diye de pek serzenişte bulunmaz, oysa 3 hafta sahalardan uzak kalacak Fernando’nun yerine oyuncusu yok, Erman-Hakan Mert-Yatabare’nin ayarında alternatif isimlere de sahip değil, ama Sivasspor bir şekilde eksilirken çoğalıyor.

Laf Sivasspor’dan açılmışken, geçenlerde bir menajerle konuştum, “Sivasspor’a oyuncu satamazsın, onlar alır, verilen sözleri de yerine getirirler. Mecnun Odyakmaz Başkanın, futboldaki sözü senettir...” dedi. Satamazsın lafını şöyle yorumladım: “Onları kolay kolay kazıklayamazsın...”

Kazıklanmak demişken, biraz argo belki, ama  bir yıl önce Avrupa’da veya, Anadolu takımlarında 300-500 bin liraya oynayan futbolculara 1-2 milyon Avro’dan imza attırmak futboldaki “Kazıklanmanın” karşılığıdır. Örneğin 3 büyüklerdeki oyuncuların maaşlarıyla aynı isimlerin bir önceki takımında aldığı paraya bakın, mukayese edin, ne demek istediğimi anlarsınız!

***

Geçen haftanın konusu, Galatasaray-Fenerbahçe-Trabzonspor ve ucundan da Beşiktaş arasındaki atışmaydı. Birbirlerini hem de başkanlar ve resmi açıklamalar düzeyinde yerden yere vurdular. Zamanlama bu ya, tam da o günün ertesinde hep birlikte Beştepe’ye çıktılar, futbol merakı ile bilinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiler. Rutin açıklamalar hariç net bilgi gelmedi. Ancak rivayete göre, Cumhurbaşkanı, “Yakışmıyor bu ortam futbolumuza” demiş. Bu arada, “Benim adımı kimse kullanmasın..” diye ricada(!) bulunmuş. Malum çünkü TFF’nin olası bir erken seçime gideceğini duyanlar, şimdiden, “Beyefendi ile şöyle yakınız. Böyle yakınız, hatta aile yakınlığımız var...” demeye başlamışlar. Kim mi? Vallahi onu da siz bulun.