Türk futbolunun iki dev çınarı G.Saray ve F.Bahçe birer hafta arayla başkanlarını seçti. G.Saray’ın 5 bin katılımlı genel kurulunda tepki oylarını tercih oylarına çeviren Mustafa Cengiz büyük bir zafer yaşadı 3 ay arayla. Ocak ayında Dursun Özbek’e kızgınlıklarından Cengiz’i 80-90 oy farkla seçenler bu kez kupa getiren başkanlarına vefa örneği gösterip büyük bir oy farkına imza attılar. Üstelik 2017’de üye olanlar hariç G.Saray’ın tüm yaş grupları ‘Cengiz’ demişti. Öyle ki, Özbek sınıf arkadaşlarının oy kullandığı lise sandığından bile yenilgiyle çıktı. Cengiz asıl farkı ise 40-50 yaş grubunun oy kullandığı sandıklarda elde etti. Divan üyesi, Liselisi, sporcusunun tercihi aynıydı. Tribünlerin, camianın, sokaktaki G.Saraylının kalbini kazanan Mustafa Cengiz üyelerin de seçtiği isim oluyordu.
Tam 7 gün sonraki Fenerbahçe kongresinde de benzeri bir tablo vardı. Tribünlerin ‘gönlündeki başkan’ Ali Koç’u seçecekti üyeler. 21 bin kişilik Fenerbahçe ailesi, seçim öncesi “Kafa kafaya neticelenir” diyenlere daha 1. sandık açıldığında ‘Hayır, Ali Bey uzak ara seçildi bile” mesajını verdi. Seçim de orada bitti zaten. Çünkü, F.Bahçe’nin tüzüğüne göre sandıklar üye numarasına göre değil, isim soyad dizilişine göre. 1. sandığın sonucu, aslında 37. sandığın da sonucunu veriyor. Sadece ‘Temsilci üyeler sandığı’ diye adlandırılan 38. sandığın desteğini alabilmişti mevcut yönetim. 37-1 sonuçlanmıştı sandık skoru.
Sözün özü Ali Koç da tıpkı Mustafa Cengiz gibi ‘taraftarın’ tercih ettiği isim olarak koltuğa oturdu. Demek ki, kulüplerde artık üyelerden ziyade, tribünler, daha doğrusu halk seçiyor başkanları.
Büyük bir değişim bu. Korku yok, baskı yok! G.Saray’da statüko 4 ay arayla 2. kez yenilgiye uğradı, F.Bahçe’de 20 yıllık imparatorluk çöktü.
İki yeni Başkanı mercek altına alırsak, Mustafa Cengiz, mülkiye kökenli, devlet terbiyesinden gelen bir isim. Koltuğa oturur oturmaz, Türk Futbolu’nun bulunduğu kaotik ortamı bitirmeye yönelik açıklamalar yaptı, sükunet çağrısında bulundu, fotoğraflarda, görüntülerde güler yüzlü tavır sergiledi. Ezeli rakibi F.Bahçe’nin yeni Başkanı Ali Koç’u, kulübün haber sitesinden kutladı...
En büyük gücünün taraftar olduğunu ısrarla vurgulayan iş dünyasının parlak ismi Ali Koç da başkan seçilir seçilmez, gerginlikten dem vurdu. Güler bir yüzle, “Kaygayla bir yere varamayız, barışacağız” dedi. Mazbata töreninde G.Saray’a küfür etmek isteyen grupları susturdu..
Anlaşılan o ki, iki başkan da Türk futbolu için ‘yeni nesil’ rol modeller. Pozitifler, gülüyorlar, taraftara güveniyorlar ve son 15-16 yıldır hüküm süren hır-gür ortamını bitirmeye kararlılar!

***

Gelelim değişime; sosyologlar eğer yüzyılı aşkın süredir, ‘yalan’ söylemiyorsa ve gerçekten tribünler sokakların, aynasıysa, Türkiye olarak da değişime hazır olmamız lazım, çünkü kitlelerin sesi konumundaki futbol takımları, olmaz denen bu değişimi ilk seçimde yaşadı!
Seçim demişken, geçenlerde siyasetin içinden gelen bir dostla söyleşiyorduk. SEÇSİS’in (seçim sistemi) dünyadaki örneklerini anlattı. Daha doğrusu SEÇSİS’i üreten Amerika’daki silikon vadisinde duyduğu vahim iddiayı paylaştı. Bu sistemi, Yunanistan başta olmak üzere birçok ülke almış. Komşu ‘hata’ kodunu görünce iade etmiş. Hata kodu şöyleymiş; ülke genelinde ıslak imzalı verilerin bilgisayara yüklendiği anda eğer ani bir voltaj değişimi yaşanırsa gerideki parti ya da aday, birden 8-9 puanlık fark öne geçebiliyormuş.
Gelelim temel meseleye, acaba bizdeki SEÇSİS hata kodlu olan versiyon mu? Eğer öyleyse bilerek mi aldık? Silikon vadisindeki Türk asıllı Amerikalı, masal mı uydurdu?
Soru sorması bizden yanıtlaması YSK’den! Ancak ciddi bir uyarıda bulunalım. Böylesine kritik bir seçim varken, 24 Haziran’da eğer elektrik kazara gider veya voltaj düşerse inanın halka ‘arıza’ bahanesini anlatmaya kimsenin aklı da, gücü de, belagatı da yetmez!