Arif Kızılyalın

Sandığın Şifreleri

26 Eylül 2014 Cuma

Galatasaray, 25 Ekim’de seçim amaçlı kongre kararı aldı. Üyeler, 2011 Haziran ayından bu yana 3. kez başkan ve yönetimi belirlemek için sandık başına gidecekler. Peki, 26 Ekim sabahı, Galatasaray’ın yeni reisi kim olacak?
Açıkçası, önceki gece, kulübün resmi kanalı GSTV (*), dururken TRT 1 ekranlarını tercih edip “aday olmayacağım” açıklamasını yapan ardından da bir grup gazeteci dostu ile yediği yemekte, “yokum” diyen Ünal Aysal’ın tam anlamıyla çekildiğini düşünmüyor camia.
Elbette, o sözlerden sonra yeniden aday olması zor. Ne var ki “Bırakma bizi başkan” sesleri kuvvetlice yükselirse yayında sarf ettiği “herhalde” sözcüğü dönüş kapısının şifresi olacaktır Aysal için ama o zaman da “Sözünden dönen başkan” olarak anılacaktır.
Peki, Aysal niye çekildi ve niçin aday olmayacağını duyurdu? Öncelikle, devlet (yani hükümet) kanadı ile işleri iyi gitmiyor, federasyonlarla ters düştü, parasal kriz baş gösterdi. Hangi kapıyı çalsa, “Cumhurbaşkanı ile aranız hâlâ limoni mi” diye soruluyor. Bu durum da kulübün birçok konuda önünü tıkıyor. Ayrıca camianın, ağır topları ile yıldızı bir türlü barışmadı Ünal Aysal’ın. Daha doğrusu, mali konulardaki yol haritası beğenilmiyor. O da, pimi çekip muhalefetin kucağına bombayı bıraktı: “Madem istemiyorsunuz, daha iyisini bulun..” Şimdi 3-4 tane olasılık söz konusu. İlki, Aysal’ın Ali Dürüst gibi çok güçlü ve hatta muhalefet kanadından da birilerinin olacağı yeni yönetimle seçime girmesi, ikincisi Aysal’ın desteklediği birisinin başkan olması, üçüncüsü Aysal’ın girmemesi halinde Alp Yalman’ın, “ağabeyler” kadrosu ile başkanlık koltuğuna oturması. Elbette, “Bu daha başlangıç” havasındaki Adnan Öztürk seçeneği de var ama o hesaplarını 2016’daki asıl seçime göre yapmıştı.
Şimdiki baskın seçim, onun hesaplarına uymuyor, o yüzden toplara girmiyor, renk de vermiyor. En kuvvetli olasılık, Aysal’ın en azından mayıs ayına kadar yeni bir yönetimle görevine devam etmesi gibi dursa da, listeler belli olana kadar köprünün altından çok sular akar.
(*): TRT’nin kulüp TV’sini atlatıp Aysal’ı konuk etmesi, gerçekten başarı ancak bu durum, “Başkan geniş kitlelere ulaşmak için TRT’yi seçti” diye yorumlanamaz. İşin altında, Ersin Düzen ve ekibinin düzgün yayıncılık anlayışı kadar, başka sıkıntılar da var demek ki. Kaldı ki, aynı durumda Aziz Yıldırım olsa, FBTV’den başka kanala da çıkmazdı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024
Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları