Arif Kızılyalın

Para bitti, giden gidene!

08 Ekim 2019 Salı

Türk futbolunda garip gelişmeler yaşanıyor; galiba iyi giden tek şey, eğer okyanusu geçip derede boğulmazsak (A) Milli Futbol Takımımızın, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeki “final” yürüyüşü.
Gerçi olası Arnavutluk galibiyeti ile sahamızdaki İzlanda beraberliği bile final biletini yetebilir, ama yine de rahat değil kafalar. Hafızalarda hep Hiddink’li, Lucescu’lu dönemlerde kıl payı kaçan şampiyonalar var. O yüzden “Boğulmazsak..” diyerek şart kipini anımsamak en iyisi. Ve elbette Şenol Güneş Hoca şu sıralar sadece ve sadece Kadıköy’deki Arnavutluk ve Stade De France’daki Fransa maçlarına odaklanmalı. Ligdeki mücadeleyle, eski takımı Beşiktaş’ın başındaki Abdullah Avcı’nın form durumuyla ilgilenmemeli, önceki dönemlerde Milli Takım futbolcularına dağıtılan otomobillere, jeeplere hiç takılmamalı Şenol Hoca. Çünkü duraklama ve soğuma dönemi sonrası ülkede Ulusal Takım bilincini bu denli yeşertmişken çok yazık olur emeklere...
Türk futbolunun parlak yüzü (A) Milli Takımımızı, bir yana bırakıp, türlü ilginç gelişmenin yaşandığı iç piyasaya dönersek; geçen haftanın olayı her ne kadar hakem hataları gibi gözükse de kuşkusuz ki, peşi sıra istifasını veren kulüp başkanlarının bavullarını toplayışıydı. Önce Beşiktaş’ın Başkanı Fikret Orman vermişti istifasını, ardından da geçen gün Kayserispor’un Başkanı Erol Bedir, “Buraya kadar..” dedi. Üstelik iki başkanın da önünde uzunca bir yönetim süreci vardı. İşin daha garibi kulüp başkanlığını bırakan iki isimden birinin Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı, diğerinin başkan yardımcısı olması.
Şimdi kimse çıkıp, “Fikret Orman küfürden, Erol Bedir de takımın kötü gidişi yüzünden istifa etti..” gibi kaçamak gerekçelere sığınmasın. Bu iki isim, maddi darboğazla boğuşan Türk futbolunun kaptan köşkündeydiler. Kendi kulüpleri dahil 18 takımın finansal sıkıntıları aşması için her kapıyı çaldılar ama tıkandılar. İddialara göre de “Çökecek yapının altında kalmama” adına ayrıldılar.. Doğrudur, değildir ama maddi açıdan güllük gülistan bir ortam olsaydı, Orman da Bedir de çifte makamı bırakıp gitmezlerdi inanın.

***

Ve hakemler! Spor servisinde İbrahim Yıldız ve Hilmi Türkay ile sohbet ederken, ortaya manşetlik bir başlık atıldı: “Yüreğiniz yoksa bırakın gidin..” Orta hakem ve video yardımcı hakem (VAR) arasındaki uyumsuzluk ve çalınamayan düdükler için kullanılan bir söylemdi. Gerçekten de son 2-3 haftadır, çifte standardın her türlüsüne tanıklık etti futbol dünyası. Örneğin, karbon kopya pozisyonlarda hakemlerden bazıları kırmızı kartına başvurdu, bazıları oralı olmadı; ya da şans bu ya bire bir pozisyonlarda penaltı veren hakem de vardı, veremeyen de. Ancak temel sıkıntı; orta hakemin VAR hakemine, VAR odasındaki ekibin de orta hakeme pozisyon sorma cesaretinin olmayışıydı. Gerçekten de konu, “Yüreğiniz yoksa yönetmeyin, gidin”e kadar vardı. Hakemlerin cesaret sorunu yaşadığı kesin. Etliye, sütlüye karışmama eğilimi hâkim. Hele son dakikalar geldi mi önlerindeki pozisyona düdük çalamıyorlar, konu 3 büyüklerse kırmızı kartlarını kullanamıyorlar. 3 maç 3 kırmızı kartlık pozisyon izledik; sırasıyla Muric, Mariano, Burak atılmalıydı, hakemlerin yürekleri yetmedi. Elbette bu işte fatura MHK’ye kesilir. Merkez Hakem Komitesi’nde de Başkan Zekeriya Alp ile yardımcıları Oğuz Sarvan ve Ünsal Çimen arasında “anlayış farkı” olduğunu biliyoruz. Eğer Alp, sopayı eline alıp “Bu iş böyle olacak arkadaşlar..” demezse, hakemler daha çok savrulur sağa sola!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024
Forvet yok gol yok 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları