Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 2-2 biten ve skor 0-0 devam ederken bir penaltılarının verilmediği Adanaspor maçı sonrası sert açıklamalarda bulundu.
Konu hakem hatalarıydı.
Her ne kadar, futbol dünyasının bir bölümü, “Fenerbahçe Başkanı beraberliği unutturmak için gündem değiştiriyor” dese de Türkiye’de ciddi bir hakem problemi var.
FIFA’nın ilk 5’indeki Cüneyt Çakır’ından, gencecik Halil Umut Meler’ine kadar hepsi formsuz. İstikrar yok, çifte standart almış başını gitmiş.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekirse hakem hataları sıralamayı ciddi biçimde etkiledi. O düdükler doğru çalınsa bugün Başakşehir-Beşiktaş-Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki yerleşim çok farklı tezahür edebilirdi, ama hakemler fazlaca işin içine girince birilerinin canı yandı, birileri avantaj sağladı, birileri ise 17 haftayı pokercilerin tabiriyle ‘tapi’ bitirdi.
Öncelikle şunu söylemekte fayda var ki Yusuf Namoğlu, bu tablodan 1. derecede sorumlu değil. Kucağında patlamaya hazır bir bomba buldu, Müftüoğlu’ndan enkaz devraldı. Üstelik MHK’nin başına geçtiğine de bin pişman. Çünkü kendi seçtiği ekiple çalışmıyor. Ama ihale ona kalmış durumda. Her an ayrılabilir. Sadece, ‘bıraktı, gitti’ dedirtmeme adına koltuğunda oturuyor.

Okçuoğlu aranıyor
Hakem hatalarının altbaşlıklarına gelirsek; örneğin, Hollandalı eğitmen Jaap Uilenberg’in yerine göreve başlayan İtalyan Rosetti’nin, henüz hakemlerle iletişimi sağlayamadığı ve “cool” davrandığı söyleniyor. Başka bir sorun da sert tavrı ile tanınan Yüksel Okçuoğlu’nun bile mumla aranır hale gelmesi. Çünkü, MHK’nin bazı assolistleri eleştiri ile hakaret dozajını karıştırıyormuş. Hatta, Antalya’daki seminerde desibel ayarını tutturamayan bir MHK üyesine, “Senin de hakemliğini biliyorduk” demiş bazı kıdemli hakemler.
MHK bünyesinde olmayıp TFF üzerinden camiaya karışanların varlığı ve hakem dünyasındaki bazı gelişmelerin dışarı farklı yansıttırılması ise ciddi biçimde bir sorun! Örneğin, Aziz Yıldırım’ın gündeme getirdiği mentor konusu... Bildiğim kadarıyla Türkiye’de 2 yıldır hakem mentörü yok. Ama Yıldırım’a değişik aksettirilmiş bu konu! Mentör demişken, bu işin bilim insanlarınca, uzmanlarca (örneğin Prof. Acar Baltaş, Prof. Turgay Biçer) yapılması gerektiğinin bile farkında değiliz, eski hakemleri mentor diye yutturuyoruz. Eski hakem, hakem hocasıdır; ağabeydir, o kadar!

Hatayla hata örtenler
Ve asıl mesele; kolay harcanabilirlik, argo ifadeyle “istemezük” yaklaşımı! Zekeriya Alp döneminde, hata yapan hakemler kendi bünyelerinde cezalandırılır, kulüplere taviz verilmezdi. Ancak Kulüpler Birliği Vakfı devreye girip Kuddusi Müftüoğlu göreve getirildikten sonra iş değişti. Özellikle Deniz Ateş Bitnel olayı ile hakemlerin kafasında büyük ölçekli kulüplerin kızdırılmaması algısı oluşturuldu. Bitnel’in bir maçla darağacına gönderilişi ne yazık ki ‘korkan-hata yapan-hatayı hatayla örten’ hakem tipini yarattı.
Sözün özü, şimdiki iklimde maça çıkan hakem, olası bir yanlış düdükte arkasında kimsenin durmayacağını biliyor, korkuyor ve hatalar peşi sıra geliyor.
10 yıl önceydi bir Federasyon Başkanı ile sohbet ediyorduk, laf hakemlere geldiğinde: “Federasyon Başkanlığını kimse abartmasın, milli takımlar iyi gitsin altyapıdan oyuncu gelsin, bir de hakemler hata yapmasın koltuğunda rahatça oturursun” demişti usta Başkan! Bu bağlamda Türk futbolunun son durumuna bakarsak, Yıldırım Demirören’in koltuğunda rahat oturamadığı-oturamayacağı gün gibi aşikar!