Arif Kızılyalın

İşin Sırrı 8 Yabancı

24 Ekim 2013 Perşembe
Çok değil 4 gün önce Karabük karşısında
tekleyen bir Galatasaray vardı. Sabri-Ceyhun sağ
kenarı paylaşmış, sol kenar Hakan’a ‘emanet’
edilmiş, Amrabat, Eboue, Bruma, Riera tribüne
gönderilmişti...
Çünkü TFF yasaları, kadrodaki 10 yabancının
sadece 6’sına oynama izni veriyordu.
Aradan 96 saat geçti, bu kez Kopenhag’ı
ağırlıyordu Sarı-Kırmızılılar. Kadrodaki 10 yabancının
8’i 11’de, 2 de yedekteydi bu kez. Muslera
kalede, Eboue-Bruma sağ çizgide, Chedjou-Dany
savunmada, Melo ve Sneijder ortada, Drogba
da hücum hattındaydı. Semih, Selçuk ve Burak’ı
da eklediğinizde, aslında Fatih Terim’in yaratmak
istediği 11’i kurmuştu İtalyan teknik direktör
Mancini...
Nitekim, Karabük maçında tribüne çıkan
Eboue, Kopenhag maçının kahramanı oldu ilk 45
dakikadaki 3 golün ikisinin pasını vererek; elbette
vuruş sahipleri Sneijder ile Drogba da, ‘asistlerin’
hakkını veriyorlardı. Melo’nun açılış golünde ise orta,
Dany’den gelecekti...
Gollerin dışında da Galatasaray çok akıllıca
oynadı. Özellikle Eboue-Dany ikilisinin savunmanın
göbeğinde oynayan arkadaşlarının kademelerine
girmeleri, zaten cılız görüntüdeki Kopenhag
ataklarını bitirdi.
Elbette dünün aslan payı yine Drogba’nın. Maç
öncesi arkadaşlarını saha içinde toplayıp kısa
bir konuşma yapan Fildişili, oyunun neredeyse
tamamında da ‘ikinci bir teknik direktör’ gibi takımını
yönetti.
Ve elbette Sneijder unutulmamalı. Mancini
geldikten sonra mı kimlik değiştirdi Hollandalı, yoksa
sezon başı antrenmanı yaptığı için ‘diri’ mi bilemem
ama uzun yıllardır özlemi çekilen 10 numara açığını
kapatıyor. Özellikle Drogba ile pas alış verişleri
inanılmazdı.
Bir paragraf da Burak Yılmaz için açmak gerek.
İyi niyetli, çok koşuyor ama A 2 takımındaki
meslektaşlarının bile atacağı gollerde heyecanına
yeniliyor. Böyle giderse, İtalyan hoca onu kenara
çeker...
Kopenhag için fazla söze gerek yok. Tek silahları,
duran toplar ve 0-0’ı korumaktı. Hesapları erken
bozuldu, dağıldılar.
Bu galibiyet Galatasaray’ın Avrupa’da yola devam
edeceğinin müjdecisi bence. Hele Madrid-Juve
maçının sonucu düşünülürse. Elbette Drogba’nın 42.
golü, Mancini’nin çok uzun bir süre sonra (7 maç)
Şampiyonlar Ligi’nde galibiyetle tanışması, Melo’nun
kariyerindeki ilk Devler Ligi golü ve Sarı-Kırmızılıların
yıllar sonra ilk kez böyle rahat bir kazanım elde
etmeleri, dünün unutulmazları arasındaydı.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024
Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları