Aslında kimse beklemiyordu böyle bir kapanışı... Ne Sivasspor’un şampiyon apoletiyle sahaya çıkan Galatasaray’ı devirişi tahmin edilebilirdi ne de vızır vızır gelen golleri..
Öyle ya sezonun fişini geçen haftaki Başakşehir maçında çeken G.Saray’la rakiplerinin kaybettiği puanlarla gelecek yılı garantileyen Sivasspor, üstelik tatil arifesinde niye böyle tempo yükseltecekti ki yasak savıp eve dönmek varken!
Ama sürpriz gerçekleşti ve hedefsiz gibi duran maçtan müthiş bir görsel şov çıktı. Linnes’in daha seyirci koltuğuna oturmadan perdeyi açışı, ardından Muğdat’ın G.Saray formasıyla ‘ilk lig golü’, maçın tempo kazanacağının müjdecisi gibiydi. Ardından Sivasspor’un silkinişi sahnelendi.
Evet, resmen kuyudan çıktı 2-0’lık skordan sonra ev sahibi. Douglas’la, Diabete’yle, Hakan’la, Rivalka’yla, Kone’yle resmen dirildiler ve geriden gelip belki de görsel açıdan sezonun en keyif veren maçını oynadılar. Öyle ki attıkları toplam şut sayısı 30’u bulmuştu 80’li dakikalara gelindiğinde. Şampiyonu görmek için gelen G.Saraylılar bile Sivasspor’u alkışlıyordu. En çok da ‘vali amca’larının davetiyle maça gelen minikler keyif almıştı gol yağmurundan.
Elbette İsmail’in yediği garip goller, orta alanda Selçuk’la başlayan top kayıpları, Sinan’ın gol beceriksizliği de unutulmamalı!
Öyle ya da böyle biri kazandı, diğeri kaybetti ama sezonun Sivas’taki son maçı Baki’nin dizelerindeki gibi “Bu Kubbede Hoş Bir Sada” bıraktı.