Arif Kızılyalın

G.Saray’ın Değerleri!

03 Aralık 2013 Salı

Bir kulüp düşünün, 108 yıllık koca bir çınar... Bir kulüp düşünün, kuruluş amacı ‘yabancılarla’ mücadele edip onları yenmek... Bir kulüp düşünün, Anadolu ve Balkan coğrafyasının tek UEFA ve Süper Kupalı takımı... Bir kulüp düşünün, liglerin en fazla şampiyon olan ekibi... Ve bir kulüp düşünün, başkanı cep telefon mesajlarını TV yorumcuları ile paylaşır, yönetimi, ‘antrenmandaki teknik adamını’ görevinden alır, teknik direktörü en önemli futbolcusunun nerede olduğunu bilmez, futbolcusu takım kaptanının üzerine yürür, taraftarı da kızlar voleybol maçında rakibin ‘annesine - çocuğuna’ saydırır.
S a n ı r ı m Ali Sami Yen’lerin, Hasnun Galip’lerin, Metin Oktay’ların, Özhan Canaydın’ların kemikleri sızlıyor, İnan Kıraç’ların, Faruk Süren’lerin, Mehmet Cansun’ların, Alp Yalman’ların, Erdoğan Teziç’lerin, Cüneyt Tanman’ların, Bülent Korkmaz’ların, Hakan Şükür’lerin içi cız ediyordur. Peki ne yapmalı G.Saray? Öncelikle Kulüp Başkanı medya ile olan ilişkilerini düzenlemeli, kafasına esen yorumcu telefon açıp, “Ya Başkan...” diye cümleler kuramamalı, kendi ifadesiyle ‘kurumsal’ olmalı o makam...
Teknik direktörü, işinin sadece yeşil alan olmadığını öğrenmeli, futbolcularının maç saatleri dışında da ne yaptığını kontrol etmeli. Örneğin, takımın yıldız futbolcusu “Sakatım, tedavi olacağım” dediğinde, “Burada mı, İtalya mı, Hollanda mı, Almanya mı? Tercihin ne” diye sormalı en basitinden...
Futbolcusu kaptanını saymalı. Anımsarım, 1990’lı yılları. Hagi gibi bir efsane, Popescu gibi bir dev, Taffarel gibi bir dünya markası, Bülent Korkmaz’ın, Hakan Şükür’ün, hatta 3. kaptan Ergün Pembe’nin sözünden çık(a)mazdı! Bu bağlamda Melo’nun ya kulağı, dibine kadar bükülmeli, ya da gönderilmeli. Çünkü saha içinde hiç kimse Galatasaray’ın kaptanlık pazubandını taşıyan kişiden ‘üstün’ olamaz. Siz Ronaldo’nun, Casillas ya da Ramos’un üzerine yürüdüğünü gördünüz mü!
Ve taraftar... Kızlar maçında suçu sadece farklı renkli forma giymek olan yerli - yabancı 12 kıza ağza alınmayacak laflar etmemeli. Ne kulüp sevgisi ile bağdaşır bu durum, ne de insanlıkla! Ha... “Yeni dünya düzeni, bundan sonra böyle” diye düşünülüp Galatasaray değerleri hiçe sayılırsa ne mi olur? Bilemem, kâhin değilim, ama Mancini ile Sayın Ünal Aysal’a, 2.5 yıl önceki gazeteleri okumalarını öneririm. Rijkaard ile Adnan Polat’ın düştüğü duruma bir baksınlar, kendilerine pay çıkarsınlar, sonuçta geçmişini bilmeyenin geleceğe emin adımlarla yürüme şansı yoktur...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları