Şanzelize’de boş kalan kafelerin imdadına BAE’liler yetişti

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ilk maçlar neredeyse tamamlanırken ev sahibi Fransa ekonomik anlamda istediği rüzgârı yakalayamadı.
Özellikle Paris’te beklenilen kalabalık sadece maç günleri ve maçla bağlantılı bölgelerde bi araya gelirken, karşılaşma öncesi ve sonrasındaki durgunluk özellikle, kiraları metrekare başına 8 ile 10 bin Avro arasında olan Champs-Elysees (Şanzelize) ve civarındaki işletmeleri vurmuş durumda. Maçla pek alakaları olmayan alım gücü yüksek Japon turistlerin kafe kültürüne alışamaması, şampiyonaya büyük ilgi gösteren Türklerin, bir kahve ile makarona 20 Avro ödemek istemeyip tüm parayı bilete yatırışı gibi olumsuzluklarla günü zararla kapamaya başlayan Fransızların imdanına BAE ve Suudi Arabistanlı, “futbol görgüsüzleri” yetişti. Evet, özellikle şu sıralar, su gibi para harcamaya meraklı Arap kökenli zenginler, Fransız mihmandarları aracılığı ile Şanzelize’deki gözde kafeleri kapatıyorlar. 2-3 saat için ödedikleri para 10 bin Avro. İstekleri ise kahve, soda, çay, belki kruvasan, bilemediniz pasta. Ancak olmazsa olmaz şartları mekâna sinek bile girmemesi. Elbet bu iş işletmecilerin işine gelirken, kahve kültüründen ödün vermeyen yüksek gelirli Fransızların da tepkisini çekiyor. Ama öyle ya da böyle bu para Parislileri ayakta tutuyor.

Bize kaos lazımdı , bulduk!
Evet, başlığı yanlış okumadınız. Milli takımın toparlanması için bir kavga ortamı gerekiyordu, biz de onu yarattık. Çünkü rahat, huzur bize yaramıyor, işte sessiz sedasız çıktığımız Hırvat maçındaki tablo ortada. 2008’de de böyleydi, 2002 Dünya Kupası’nda da hatta elemelerde bile sahada işler kötü gidiyorsa, ya kenar yönetim, ya idari kadro, olmadı futbolcular bir kriz çıkartıp, motive oluyorlar. 2016’daki kaosumuza Ozan’ın saçı, Arda’nın reklam filmlerine harcadığı vakit ve Burak’ın özel yaşantısındaki çalkantılar ve bizlerin getirdiği eleştiriler sayesinde kavuştuk; nur topu gibi krizimiz oldu! Artık toparlanırız. Çünkü emin olun milli takımda kapılar kapanıp, 25-26 kişi baş başa kaldığında, şu ses yankılanacak: “Bakın, şu tarihi günlerde bu medyanın ve bir grup insanın uğraştığı işlere bakın, saçınıza, başınıza, eşinize, işinize taktılar, adam gibi oynayın, herkesi susturun...” Bu konuşmayı kim mi yapacak? Onu da siz tahmin edin!