Dakikalar 6’yı henüz gösteriyordu. Hollandalı yıldız Wesley Sneijder; sol kenarda kornerden 2’ye 1 yaptı, kafasını kaldırıp ceza alanına giren arkadaşlarını görünce arka direğin de arkasına uzun bir kesme pas attı. Muhtemelen renktaşlarından kafa vuruşu bekliyordu. Ancak 9 numaralı Eren Derdiyok, stoperi aşıp gelen sert topa futbol literatüründe ‘röveşata’ diye isimlendirilen vuruşu yaptı. Çaykur Rize kalecisi dahil hepimiz topu ağlarda gördük...
Evet, uzun yıllar konuşulacak bir futbol şıklığıydı bu gol.
Maçın da önüne geçti Eren... Gecenin tüm güzelliklerini; hatta Bruma’nın büyüleyici kenar bindirmelerini, Tolga Ciğerci’nin inanılmaz efor gösterisini, dalya diyen Sneijder’in asistlerini bile gölgede bıraktı.
Pir Sultan’ın dizelerindeki gibi, “Biri kırktır, kırkı birden sayılır” türde bir olaya imza atmış, sevenlerine ‘sağı solu belli olmaz’ dedirtmişti genç Eren...
O gol kesmemiş olacak ki 89. dakikada bir kez daha sahnedeydi. Tıpkı ilk goldeki gibi Sneijder; sağ çizgide 2’ye 1 yapıp topu kontrol etti, gözleriyle Eren’i aradı, ortaladı. Bu kez İsviçre orijinli yıldız kafasını kullandı, kalecinin uzanamayacağı köşeyi gördü.
2-0 maçın da bittiğini ilan ediyordu. Hatta Bruma’nın kişisel çabasıyla kazanılan ve Selçuk’un direğe nişanladığı penaltı bile tribünlerin keyfini kaçırmadı.
Maçın geneline bakacak olursak; verilmeyen penaltılar da düşünülürse G.Saray farklı kazanabilirdi. Çünkü baskılı oynuyorlar. Rize mücadele ettiği halde direnemedi bu enerji patlamasına. Tolga her yere koşuyor, onun sarf ettiği efor Selçuk’un defolarını örtüyor. Öyle ki pek gözükmeyen Sabri’yle Yasin’in durağan futbolu bile göze batmadı. Ve bu takıma sağ bek Cavanda oturur, Sigthorsson, De Jong ve Lucas formda dönerse, ilerleyen haftalarda Riekerink imzalı, çok renkli bir takım izleriz.