Arif Kızılyalın

Çocuktan al haberi (!)

06 Ağustos 2019 Salı

Spor dünyasında geçen haftanın olayı, Futbol Federasyonu, beIN Sports ve Kulüpler Birliği arasındaki naklen yayın pazarlığıydı.
Kulüp başkan ve yöneticileri dahil futbolun tüm paydaşlarına soğuk terler döktüren anlaşmazlık uzlaşma ile çözümlenecek, kulüpler yüzde 20’lik bir indirime gidecek, federasyonu anlaşmadaki payını azaltacak, yayıncı kuruluş da “sabit kur” şartına 1 TL zam yapacaktı.
Herkes derin bir oh çekti. Düşünsenize, kulüplerin 165 milyon dolarlık teminat mektubunu bozdurarak günü kurtardıklarını, sonra da kasım ayındaki ikinci ödeme zamanı, “yeni ihale” diye kıvrandıklarını! Gerçi, yıllık yayın ücreti 500 milyon dolardan 410’a inmişti, ama kârdan zararla şu sıkıntılılı günleri atlatmak da önemliydi...
Bir de “sabit döviz kuru” meselesi vardı; hani Katarlıların üzerinde ısrarla durdukları, yoğun pazarlıklar sonucu 3.80’di, 4’tü, 5’ti derken 5.80’e sabitlenen!
Sözün kısası beIN Sports, günlük 5.50 civarındaki kurun neredeyse 30 kuruş üzerinde, bir sınırla 5.80’lik sabit kura tamam demişti.
Şimdi bu kur pazarlığının “futbol literatüründeki” karşılığını bir yana bırakıp meselenin ekonomi yönüne gidersek; Katarlı beIN Sports demek istemiştir ki, “Bırakın 5.50’leri, 5.60’ları, sene sonu hesabınızı 5.80’e göre yapın, çünkü ben öyle yaptım.”
Eee, ne demiş eskiler: “Çocuktan al haberi...” Biz de Katarlılardan alıyoruz şimdilerde. Döviz cinsinden milyon Avroluk transfer yapan takımlar sanırım bu “ufak” ayrıntıyı iyi hesaplar! Çünkü geçenlerde Fenerbahçe Kulübü’nün hesabı-kitabı iyi bilen başkanı Ali Koç’un bir demeci vardı, “Dövizdeki ufacık bir oynama bile kulüplerin borcunu birkaç yüz milyon birden artırıyor...” diye.
O yüzden, transfere bodoslama dalan kulüpler ayağını yorganlarına göre uzatsınlar bence!
Söz transferden açılmışken; geçen hafta sonu yolum Kadıköy Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’ne düştü; Fenerbahçe Spor Okulları’nın Türkiye Futbol Şampiyonası Finalleri vardı. Ortalık cıvıl cıvıldı. 30 civarı takımdan gelen bini aşkın minik futbolcu adayı, şampiyonluk için mücadele etti. Bursa Nilüfer Futbol Okulu’nun şampiyon olduğu finalleri kulübün Scout ekibi de izledi. Bir ara kulüp başkanı Ali Koç’un da katıldığı etkinlikten herkes mutlu ayrıldı; kazanan da kaybeden de... Çünkü, yarın öbür gün futbolcu olamayacağını tahmin eden minikler bile giydiği Fenerbahçe forması ile içine düşen taraftarlık aşkına aidiyet rütbesini ekliyorlardı. Maçlar sırasında takımına tesisin uzaktaki bir köşesinde son taktikleri veren bir teknik direktörün sözleri dikkat çekiciydi. Günü özetliyordu: “Takım halinde oynayacağız. Küsmek yok. Yardımlaşacaksınız, sahada birbirinize yardım edeceksiniz ki, kürsüye kol kola çıkabilin. Unutmayın ki, üzerinizdeki forma Can Bartu’ların, Lefter’lerin, Fikret’lerin şanlı formasıdır. Bu tesisin de adı Lefter Küçükandonyadis Tesisi’dir. O forma sizi nerelere taşıyabilir bunun farkında olun...”
Evet, keşke bu tür organizasyonların sayısı artsa... Geçenlerde Trabzonspor altın kolye turnuvasını yazdı Hasan Al, Beşiktaş’taki örgütlenmeyi Metin Albayrak’tan dinlemiştim. Galatasaray’da Fatih Terim’in ektiği altyapı tohumları şimdi Eren Can’larla, Ali Yavuz’larla hayat buluyor.
Eğer bu sistemi oturtabilirsek inanın “Eyvah, yayıncı kuruluş giderse halimiz nice olur” diye düşünmeyiz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024
Forvet yok gol yok 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları