Arif Kızılyalın

Bu Kafayla Ancak Seyrederiz!

28 Şubat 2014 Cuma

İstanbul şu sıralar dünya kupası heyecanını yaşıyor. Organizasyonun 1 numaralı sponsoru Coca-Cola, 2014 Dünya Kupası’nda verilecek som altından kupayı İstanbul’a getirdi. Biz gazeteciler dahil, pek çok İstanbullu, Kaşıkçı Elması gibi korunan kupa ile fotoğraf çektirme sevdasında.
Ne acı değil mi?
2002 yılında (A) Milli Futbol Takımımızın kıl payı kaybettiği kupaya şimdi ancak sponsor sayesinde yaklaşabiliyoruz.
Utanalım! Elbette sizler ya da bizler değil. Türk futbolunu yönetenler ve onları oraya ‘atayanlar’ utansın. Çünkü bu ülkede neredeyse 7-8 yıldır TFF başkanları seçilmiyor; atanıyor. Kimin atadığını da hepimiz biliyoruz!

***

Süreyya, Nevin, Aslı derken Binnaz Uslu da doping hummasına yakalandı. Büyük olasılıkla spor hayatı bitecek. İşin kötüsü, IAAF ile WADA arasındaki anlaşma yürürlüğe girer ve geriye dönük tüm idrar örnekleri yeni tekniklerle bir kez daha incelenirse inanın Türk atletlerin son yıllarda kazandıkları madalyaların yüzde 95’i uçup gidecek. Peki, bizim atletler dopingi niçin bu kadar çok seviyor?
Kızmak yok, cehalet gencecik sporcularımızı kötü yola sürüklüyor. Öncelikle ülke sporunu yönete(meye)nler, bu tip üst düzey sporcuların çevresinde bir uzman ekip kurmak zorunda. Beden eğitimi öğretmeninden hoca yapar, o hoca daha sonra kadın atletin ‘kocası’ olursa, elbette koruyamayız pırıl pırıl kızlarımızı. Oysa yukarıda saydığım 4 isim de dünya çapında atletlerdi, ama yönetilemediler. İster faturayı spor bakanlarına kesin, ister spor genel müdürleri ya da atletizm federasyonları başkanlarına; biz bu işi bilmiyor, beceremiyoruz. İşte o yüzden sadece seyirci olacağız yakın gelecekteki hedef şampiyonalarda.

***

CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Sarıgül, geçenlerde bir demeç verdi, “1 kulübün değil 1600 kulübün başkanı, taraftarı olacağım” diye. Sarıgül, birçok belediye iştirakinin (İSPARK, İSFALT vb.) desteğiyle zirveye oynayan İstanbul Büyükşehir Belediyespor Futbol Takımı’na yatırım yapmayacağını işaret etti; İBB Spor’a aktarılan parayı İstanbul’daki çoğu kapanma noktasına gele 1600 küsur kulübe paylaştıracağını söyledi. Gerçekten de İBB Spor’un eşi benzeri yok dünyada. Çünkü normal belediyeler kitleye, halka spor yaptırmak isterken bizimkiler profesyonel futbola yoğunlaşmış. Biraz araştırdım gerçekten amatörlerin hali içler acısı. Birçok kulübün adı var, sanı yok. Çoğu kahve köşelerinde kalmış; sahalarına TOKİ inşaatları yapılmış, antrenman tesisleri, halı saha olmuş! Ayakta kalanlar da büyük fedakârlıklarla yaşıyorlar. Örneğin bu sezon amatör kümelere 500’e yakın kulüp kayıt yaptırmış. Ama onların 9-10 tanesi daha ligler başlamadan forma, çorap, ayakkabı bulamayıp ulaşım işini çözemedikleri için maçlara çıkamayacaklarını duyurmuş. Hatta adı lazım değil, bir amatör küme takımı SMS’le kadrosundaki oyunculara şu mesajı yollamış: “Bu hafta sonu maçımız var, kadrodaki futbolcular 5’er lira ulaşım katkı parasını falanca abiye versin...” Bir başka kulübün mesajı ise daha vahim: “Maçta forma giyen futbolcular malzemeciye 37’şer lira forma yıkama parası bıraksın...” Ne dersiniz Sarıgül haksız mı “1 kulübün değil, 1600 kulübün başkanı olacağım” derken!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce milli! 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları