Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir seçim gecesi!
Bir Düğün Gecesi, Adalet Ağaoğlu’nun Dar Zamanlar adlı üçlemesinin ikinci kitabı. İletişimsizlik, karakterlerin karşıtlığı, huzursuzluk, şüphe ve göstermelik dostluklar üzerine kurulu bir eser. Kültleşen “İntihar etmeyeceksek içelim” cümlesiyle başlayıp sadece 4-5 saati anlatan 350 sayfalık romanda karakterlerin davranışları ve olaylar karşısındaki tavırları iyi-kötü olarak değerlendirilir.
Evet, Ağaoğlu sanki bu eseri, yaklaşık 52 saat süren 38. CHP Kurultayı için yazmış! Tıpkı Bir Düğün Gecesi’ndeki gibi iletişimsizlikler, zıt karakter çatışması, huzursuzluk, bitmeyen şüphe ve göstermelik dostluklar yaşandı tarihi kurultayda; iyiler de vardı, kötüler de! Özellikle de Özgür Özel’in, delege teveccühü ile genel başkan seçildiği 1. tur ile oy farkını açarak zaferini ilan ettiği 2. tur arasındaki “dar zaman”da yaşananlar kolay unutulacak türden değil. Bu yaşananlar, yarın öbür gün birilerinin önüne konulur mu bilinmez ama bir gerçek var ki 7. genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sadece 18 oy (9 delege) ile seçimi kaybettiğini öğrendiğinde tüzükteki yeter çoğunluluk aranır maddesine karşın “Veda konuşması ve seçilen genel başkan Özgür Özel’i kutlamak için” salona dönme kararı almıştı. Bu savı o saatlerin tanığı gazeteci ve siyaset bilimci Mustafa Yavuz, önceki akşam TV100’de katıldığı Taksim Meydanı programında doğruladı: “Vedaya hazırlanıyordu, hatta ‘Özgür Bey partimizin evladı’ demiş, sonra bir şeyler oldu, Kemal Bey çevresindekilerce 2. tura katılmaya zorlandı, konudan divan başkanı Ekrem İmamoğlu ile Sayın Özgür Özel’in de bilgisi vardı.”
O gece Ankara Arena Spor Salonu’nun koridorlarında yaşananlar belki ortaya çıkmayacak ancak bir gerçek var ki Kemal Kılıçdaroğlu, 2-3 kişi hariç 13 yıllık genel başkanlığının en zayıf kurmay kadrosu ile 38. kurultaya hazırlandı. “Zorlandığı” 2. tura katılım kararı da “zayıf” kurmay kadronun tercihiydi.
Kurultay geneline bakarsak Kılıçdaroğlu, “kazanabileceği” seçimi çevresindekilerin gerçekleri görememesi nedeniyle kaybetti. En basiti, kendilerine imza veren delegeleri tutamadılar. Bu bağlamda Özgür Özel’in kurmayları daha rasyoneldi. Tekin Bingöl, Muharrem Erkek, Gökhan Günaydın, Gökan Zeybek, Onursal Adıgüzel, Özgür Karabat, Cem Aydın, Ali Narin, Mesut Kösedağ, Baki Aydöner gibi isimler, Kılıçdaroğlu’na oy vermek düşüncesiyle Ankara’ya gelenleri “sokağın sesi” ile ikna ettiler. Yine Özgür Özel’in başkan adaylığı konuşmasındaki “Sokak değişim istiyor” söylemi, çalışılmış bir temaydı. Diğer yandan CHP’nin yeni başkanı Özel, oy kullanacak delegelere, her 6 ayda bir yapılacak çalıştaylarla “katılımcılık” sözü verdi. İl ve ilçe başkanlarının yetkilerinin artırılacağı mesajıyla konuşmasındaki “Ayağa kalkın, ayağa kalkın, ayağa kalkın” sözleri, kararsız 60-70 oyun yönünü belirledi.
Kurultaya adaylık konuşma zamanlaması da Özel’in önünü açtı. Kuşkusuz ki Kılıçdaroğlu’nun delegelerle duygusal bir bağı var. Gelgelim, konuşmasını vakitsiz yapması bu avantajı yok etti. Açılış konuşmasından sonra gündemin 4. sırasındaki “genel başkanın konuşması” maddesinde tüm mesajlarını vermesi hataydı. Çünkü “Hançerlendim” ve “Son kez görev almak istiyorum” sözleri belki oylamadan hemen önce planlanan aday konuşmasında söylense belki yankı bulurdu ancak araya 6-7 saat girip sosyal medya algısının oluşmasından sonra Özgür Özel de bu sözlere siyasi nezaket sınırları içinde net yanıtlar verince duygusal destek yerini değişim rüzgârına bıraktı.
Sözün özü Kılıçdaroğlu gitti, Özel geldi. Bu değişim toplumda karşılığını bulabilir ancak bir gerçek var ki Atatürk’ün partisinin yeni başkanı da tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi akçeli konularda çok “şeffaf”. Öğretmen bir anne babanın oğlu, kendisi gibi eczacılık yapan Didem Hanım’la evli. En önemlisi son 21 yılda Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken, “han-hamam-villa” sahibi siyasiler grubundan değil Özgür Özel.
SU SORUNU
Küresel ısınma ve Türkiye’nin son 25 yıldaki su politikalarının olumsuz etkilediği metropollerden biri İstanbul. Şu an barajların doluluk oranı tehlike sınırında. Peki, İstanbul susuz kalacak mı? Hayır. Geçenlerde İBB Bilim Kurulu üyesi İTÜ Çevre Mühendisliği’nden Prof. Dr. Seval Sözen’e sordum bu soruyu. Öncelikle İstanbul paniklemesin çünkü Melen Çayı ve Yeşilçay sisteminden “pompaj” yolu ile getirilen su İstanbul’u kurtarıyor, yağmurlar gelene kadar da kurtaracak!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yanıt
- İşte en yakın deprem riski olan yerler!
- Bu zamdan 10 milyon yurttaş etkilenecek
- Hakim, savcı eşini Ağır Ceza Başkanı’yla yakaladı
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!
- İki jandarmanın davası görüldü
- DEM Parti’den açıklama!
- CHP'li isimden Cevizoğlu'nun sözlerine tepki
- Çakıcı, Hrant Dink'in katiliyle görüştü!
- Halk TV'ye 'Bahçeli', Arka Sokaklar'a 'tarikat' cezası