Arif Kızılyalın

Bir sandalyeye 3 milletvekili, konsolos ayakta

26 Eylül 2017 Salı

Cumhuriyet davasının 3. duruşması için bir kez daha Çağlayan’dayız. STK’lar, siyasi partiler, siyasiler ve duyarlı yurttaşlar Adliye’nin önünde buluşuyor.

Davanın başlangıç saati 14.30 olarak duyurulsa da, önceki duruşma bir türlü bitmeyince, oturum 1.5 saat rötarla başlıyor. Bu süre zarfında tahminen 200 kişilik kalabalık bir izleyici grubu, 27. ağır cezanın büyük salonuna girebilmek için inatçı bir bekleyiş sürdürüyor. Kapılar açıldığında ise büyük salon yetersiz olduğundan, sığmakta zorluk çekiyoruz.

Gazeteciler tek ayak üstünde. Milletvekilleri ya ayakta, ya bir sandalyeyi 2-3 kişi paylaşıyor. İlhan Cihaner, Umut Oran, Erdoğan Toprak, Gamze Akkuş İlgezdi, Sezgin Tanrıkulu ve Gülay Yedekçi’nin payına üçte bir sandalye düşüyor. Ya nöbetleşe oturuyorlar ya üleşip.

Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter ise, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun kendi yerini vermesiyle salona girebiliyor. Nuhoğlu yıllar sonra bir davada izleyici olduğunu söylüyor. “ En son12 Eylül duruşmalarıydı..” derken adeta sesi titriyor.

HDP’li Celal Doğan ayakta kalınca dışarı çıktı, Hasip Kaplan, cüppesiyle müdafi hukukçu sırasında kendine yer bulabildi Mahmut Tanal’la.

Adliyenin dışında ise gergin bir hava hakim. Fakat birden kendisini gazeteci gibi göstermeye gayret eden çember sakallı bir meczubun provakatif eylemiyle ortam iyice ısınıyor. Bu şahısın, ‘vatan haini’ sözüne meydandaki Cumhuriyet gönüllüleri yanıtı veriyor: “hain sensin...” Elbet, meczup tabanları yağlayıp kaçıyor.

Tanıkların dinlendiği bölüm ise ilginç diyaloglara sahne oldu. Özellikle Rıza Zelyut’un, “Türkiye’nin en büyük yazarı benim” ifadesi günün lafıydı, mahkeme heyeti dahil herkes güldü. Karşılıklı soru-cevap bölümünde, Zelyut’un 2011 yılında Güneş gazetesinde, Fettullah Gülen’i neden övdüğü sorusuna verdiği, “Patron öyle istedi!” iması mizah tonunu iyice yükseltti duruşmanın. Akın Atalay’ın Zelyut’a yönelik “Akıl ruh sağlığı yerinde olmayan kişiler” yorumu bu tanık ifadesini düşürecek nitelikteydi. Yine Zelyut’un, ‘Bu operasyon(!) sonrası Aydın Engin gibi isimlerin gazeteye alındığı’ iddiasını ise tutuksuz sanık Aydın Engin cürüttü: “Beni gazeteye İlhan Selçuk aldı..”

Salon yine karışırken, İlhan Cihaner’in bulunduğu bölümden “Bu dava İlhan abiyi de fetö sanığı yapar..” sesleri yükseldi.

Tanık ifadelerinin davayı iyice sulandırmasından sonra Mahkeme Başkanı, “Bu davada bazen olağan olmayan şeyler söyleniyor ama zaten bu davanın ruhunda bu var” dedi. Bu yorum üzerine genel kanı ise, “Dava burada düşer” şeklindeydi.

Ne var ki olmayan deliller ve garip tanık ifadeleri arkadaşlarımızı aylarca özgürlüklerinden yoksun bırakmıştı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024
Forvet yok gol yok 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları