Arif Kızılyalın

Başkanlık isteyen gençler!

24 Aralık 2016 Cumartesi

Rüzgârın savurup, yağmurun ıslattığı bir perşembe akşamıydı. Futbol, daha doğrusu spor ailesi, Dolmabahçe’deki hain saldırıda yaşamlarını yitirenler için, hem de patlamanın olduğu iki noktanın tam ortasında Vodafone Arena’da toplanmışlardı.

Futbolcular, teknik adamlar, yöneticiler, bürokratlar, siyasiler, Bakanlar, hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile vardı, “Şehitlere Saygı” maçında. Kimse gelmem dememişti, Sneijder’ı, Selçuk’u, Mehmet Topal’ı, De Souza’sı, Olcay’ı, Oğuzhan’ı, Talisca’sı, Emrse’si, Eto’o’su, oradaydı.

Ne yalan söyleyelim, yarısıdan fazlası ‘taşıma’ da olsa, soğuk hava iş günü gibi handikaplara rağmen tribünler boş değildi. Bilet satışından, daha doğrusu, teberrulu satışlardan ve futbolcuların yarattığı fondan toplanan rakam da 50 milyon TL civarıydı. Hiçbir maddi değer gidenlerin yerini tutmaz ama şehit Müdür Vefa Karakurdu’nun minik kızı Duru’nun en azından maddi sıkıntı çekmeyecek olması bile bu maçın ne denli ‘ulvi değer’ taşıdığını ortaya koyuyor.

Esas duruş

Hele hele atılan her gol sonrası yerlisi, yabancısı, birbirini seveni sevmeyeni tüm futbolcuların şehitlere yönelik ‘esas duruş’u ve selamı da gecenin, tüyleri diken diken eden ayrıntılarıydı.

Buraya kadar gayrısız, herkese teşekkür. TFF Başkanı’na da, Kulüpler Birliği Vakfı Yönetimi’ne de o soğukta oraya gelenlere, sembolik başlama vuruşu yapan Cumhurbaşkanı’na da...

Ne var ki, biz yukarıdaki alkışlanılası bu organizasyonu, tadında bırakmadık.

Önceki gece gecenin bir de öteki yüzü vardı.

Madem, iyiyi alkışladık, siyasisisine, yöneticisine, futbolcusuna, taraftarına teşekkür ettik, yardım maçını farklı boyuta taşıyanların damarına basmadan geçmeyelim.

Maç öncesi şehitler için okutulan duaya fazla değinmeyeceğim. Ancak Trabzon Şenol Güneş Stadı’nın açılışında başlayan bu ‘tribünde dua’ meselesinin maksadı aşma noktasına hızla yürüğüdü de unutulmamalı! Unutulmasın ki, din, inanç, gösteriş meselesi değildir.

Fırsatçılık pankartı

Dua konusunu bir yana bırakırsak, tribüne asılan pankartlar dikkati çekmiştir. AKP Gençlik Teşkilatı’nın hazırlattığı öne sürülen dev boyuttaki, “Gençlik istedi, Başkanlık” geliyor yazılı dev bayrak, açıkçası, ‘fırsatçılık’tı. “Bunca insanı toplanmışken TV’ler canlı yayındaken ülke referanduma giderken bu PR çalışmasını kaçırmayalım” diyen bir aklı erkenin bu icadı, inanın getirdiğinden çok sempatiyi götürdü.

Ancak asıl ayıplı sahne, Cumhurbaşkanı’nın stattan ayrıldığı anda, Vodafone Arena’nın bir anda boşalmasıydı. Erdoğan kapıdan, “Başkanlık isteyen gençler bacadan” örneğiyle bir anda stadın nüfusu azalıverdi. Çünkü o kalabalığın maçla, yardımla, teröre tepkiyle pek alakası yoktu, servis araçları, kumanyalar, zarf içindeki biletler, atkılar, bayraklar... Ne o soğukta, yardım amaçlı oynayan futbolculara saygı göstermişlerdi, ne içi kan ağlayarak tribüne gelen şehit yakınlarına... Gel denmişti geldiler, git dendi gittiler...

Bilemiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı, kendisi stattan ayrıldıktan sonra oluşan bu sahneyi görse ne düşünür? Ya da, tamamen ulvi bir amaçla oynanan maçta tribüne asılan Başkanlık pankartı onun ruhunda ne tür bir yansıma yapar açıkçası yanıtı belirsiz sorular.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları