Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zor Dostum Zor (28.02.2014)

28 Şubat 2014 Cuma

PARİS - Rus tankları 1968 yazında Çekoslovakya’ya girerlerken Paris’teydim. Doğrusu birkaç ay önce gazeteci olarak gittiğim, Prag’dan sosyalist uygulama açısından, yeni bir dönem başlıyor umuduyla dönmüştüm.
Brejnev’in buna müsaade etmeyeceğini ve “Rus imperyası”nın bu girişimi boğacağını düşünememiştim.
O günleri hüzünle anıyorum.
Herhalde aynı dönemleri hüzünle ananlardan biri de Rusya’nın yeni çarı Vladimir Putin olsa gerek.
Çünkü eski dönemler olsaydı. Mo tarh boyunca kendi toprağı gördüğü burnunun dibindeki Ukrayna’da olanlara hoşgörü göstermez, dayanırdı kapıya.
Ne var ki artık zamanlar değişmişti.
Ukrayna’da meydana gelenler, yalnız bir ülkenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinden ibaret olsaydı, çözümler de daha kolay olurdu. Ne var ki Ukrayna toprakları üzerinde meydana gelenler, Avrupa veya daha geniş anlamıyla, Batı ile Rusya arasında, nüfuz mücadelesinden başka bir şey değil.

***

Aslında, Bağımsızlık Meydanı’ndaki direnişleriyle, sandıktan çıkmış diktatör oligark Victor Yanukoviç’i devirenlerin önemli bir bölümü oraya özgürlük ve demokrasi dürtüleriyle akın etmişlerdi.
Ama aralarında radikaller ve “nasyonal sosyalistler” de az değildi. Bunların parlamentoda da yüzde 11 oranında temsil edildiklerini, önümüzdeki seçimlerde oylarını daha da arttırmalarının olasılığını da gözden uzak tutmamak gerek.
Velhasıl hangi cepheye baksanız ilginç görüntülerle karşılaşıyor ve fark ediyorsunuz ki kimse uzaktan göründüğü kadar masum değil.
Victor Yanukoviç, gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış, görkemli yaşamıyla ekonomik bunalımın batağında yaşayan Ukraynalıların tepkisini çeken bir oligark.
Peki, o öyle de yıllardır hapiste yatan orada sağlığını yitiren ve çoğu kişi tarafından bir özgürlük kahramanı olarak görülen Yuliya Timoşenko ne?
Onun da kendi yönetiminde gırtlağına kadar yolsuzluğa battığı, gaz satışından yasadışı gelir sağladığı herkes tarafından bilinen bir gerçek değil mi?
Ukrayna tümüyle yolsuzluk batağı içinde çırpınan bir ülke. 1991 sonunda, bazı randevuların ayarlanması için aracılığını istediğim kişiler beni uyarmışlardı.
- Kiev’de rüşvetin açamayacağı kapı yoktur.
45 milyonluk ülke yolsuzluğun da etkisiyle şu anda ekonomik bunalımın tam ortasında iflasın kıyısındadır.

***

Ekonomik bunalım, halkın alıştığı yolsuzluğa daha fazla tepki göstermesine neden olmuştur. Bu durumdan siyasetçilerin çıkarmaları gereken önemli bir ders var.
O da ekonomik büyüme ortamında fazla umursanmayan yolsuzluklara tepkilerin bunalım dönemlerinde artmasıdır.
Ekonomik bunalım yolsuzluğa tepkiyi arttırıyor, yolsuzluk da ekonomik bunalımı tetikliyor. Bugün başka ülkelerde olduğu gibi Ukrayna’da görülen de budur. Ukrayna’nın içinde bulunduğu durumda, iki yılda 335 milyar dolara ihtiyacı vardır.
Ukraynaların umut kapısı olarak baktıkları, AB’nin ise bu miktarı tek başına bulması imkânsız. Şimdi Rusya ve ABD’nin de katılacağı bir konsorsiyum oluşturmaya çalışılıyor.
İşin ilginci, Yanukoviç’in gitmesine neden olan AB ile müzakerelerin de umut edilen sonucu vermesi ve Ukrayna’nın birliğe üye olması da imkânsızdır.
Ukrayna, AB ile NATO’ya ortak olmak istemekte, Kiev’deki çoğunluk Batı ülkeleri ve kurumlarıyla bütünleşmeyi bir kurtuluş olarak görmektedir.
Oysa, Moskova, Ukrayna’yı kendi güvenlik çemberinin en önemli unsuru olarak kabul etmektedir.
Moskova, Kiev’deki Batı yanlısı gelişmeleri durduramadığı takdirde, ülkenin er ya da geç bölünmesi mukadderdir. Ukrayna, türdeş bir topluluk değil. Ülkenin doğusunda anadili Rusça olan ve Kiev’deki akımlara karşı koymaya kararlı bir nüfus var.
En nevraljik bölge, Kırım’da ise nüfusun yüzde 60’ı Rus kökenlilerden oluşuyor.
Bir bölünme halinde Kırım bölgesinin de Kiev’den kopacağı kesin.
Zaten Moskova, Kırım’da aykırı akımların gelişmesine izin vermeyeceğini çeşitli kereler açıkladı.
Kısacası Ukrayna’da her şey ilk bakşta görüldüğünden daha karmaşık ve daha zor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları