Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yalman’ın Açıklamaları

12 Kasım 2013 Salı

Aytaç Yalman’ın geçen hafta içindeki açıklamaları, “yandaş medya”da “bak gördün mü, demek ki Balyoz doğruymş” gibi görüşlerin ileri sürülmesine yol açtı. Bunun üzerine davanın önde gelen avukatlarından Celal Ülgen’e görüşlerine başyvurdum, yanıtını yayımlıyorum:
“...Aytaç Yalman Paşa’nın birkaç gündür yayımlanan dizi haber içinde söylemek istediği şey ‘Kurmay başkanım yetkisini aşmış, bunun sonucu olarak ordu komutanı da inisiyatif kullanması ve emrin yorumlanmaması sonucu söz konusu seminer icra edilmiştir. Ancak ifade etmek isterim ki ne kurmay başkanım (İlker Başbuğ) ne de ordu komutanım (Çetin Doğan) askeri kural hatası dışında başka, kötü bir niyet taşıdığını söylemem’ cümlesinde gizlidir. Ayrıca ‘Beni bırakın sahtecilikleri yapanlarla uğraşın’ sözü ile ‘Bu CD’leri (legal plan seminerinin CD’leri) 1’nci Ordu dışına kim çıkarmış bunları araştırın’ sorusu bu savımızı kanıtlamaya yetiyor.
Aytaç Yalman Paşa aynı dönemde görev yaptığı Hilmi Özkök Paşa ile ayrı düşmüştür. Aynı zamanda Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanları ve kurmay başkanı ile de ters konumdadır. Daha net söylemek gerekirse Yalman Paşa’nın söylemlerinden görev yaptığı sıradaki hiçbir komutanla bugün barışık olmadığı anlaşılmaktadır. Nedir bu karşıtlık, bilemeyiz.
Aytaç Yalman Paşa’nın yanlışı şurada;
Şu anda, o dönemdeki Hava Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Balyoz davasından, Jandarma Genel Komutanı ile kurmay başkanı ise Ergenekon davasından dolayı tutukludur. Böyle durumlarda tutukluların hallerinden anlamak gerekir. Kişisel çelişkileri ya da geçmişteki olayları savunmasız kalmış, gadre (haksızlığa) uğramış insanların bu zor zamanlarında onlara zarar verircesine ortaya dökmemek gerekir. Hele Çetin Doğan Paşa için ‘Psikopatik eğilimlerine karşın onu general yaptım’ cümlesi ne derecede birikmiş öfke patlamasıdır bilemem. Ama doğru olmamıştır, şık düşmemiştir.
Gene de Aytaç Paşa’nın söyledikleri Balyoz davası sanıklarının ve müdafilerin tüm savunmalarını doğrular niteliktedir.
TSK içinde bir dönem yaşanmış huzursuzlukları ‘darbe’ girişimine bağlamak, el yordamı ile çıkarsamalar yapmak, varsayımlar ileri sürerek bir darbe kanıtlama çabasına girmek belki birilerinin sahte ve üretilmiş CD’ler ile kotardığı durumdan kaynaklanan vicdan azabını hafifletebilir. Ama olmayan bir darbe girişimini, sahte CD üreterek, işbirlikçi bir subay vasıtasıyla önceden kurgulanmış bir harddiski Gölcük Donanma Komutanlığı çöplüğüne koymak ve de Hakan Büyük’ün evine punduna getirip flash bellek yerleştirmek gibi yöntemlerle kanıtlamaya çalışmak ne dine, ne ahlaka ve ne de insanlığa yakışır.
Aytaç Yalman Paşa bu açıklamalarının kimi çevrelerce nasıl yorumlanacağını iyi bilmektedir. Yaptığı görüşmelerden bu izlenimi edindim. Ancak bu özel zamanlama kötüdür; oldukça kötü...
Suçsuz ve günahsız insanların demir parmaklıklar arkasında kalmasının sorumlusu bu hukuksuzluklara neden olanlardan çok hukuksuzlukları gördüğü halde sessiz kalanlardır.”

***

Celal Ülgen, Aytaç Yalman’ın açıklamalarının CD’lerin sahteliğini vurgulayan savunmalarını destekler nitelikte olduğunu vurguluyor.
Eski İstanbul Barosu Başkanı ünlü savunma avukatı Turgut Kazan da CD’lerin sahteliği savına katılmakla birlikte, “bir an için bunların doğruluğunu kabul etsek dahi yine de hareket hazırlık safhasında kalmış olacaktır ve hazırlık hareketlerine dayanarak mahkûm etmeye kalkma yolu açılırsa bu yaklaşımla bütün muhaliflerin cezalandırılması mümkün olur ve çok tehlikeli bir yol açılmış olur” diyor.
Görülüyor ki, Aytaç Yalman’ın açıklamalarına dayanarak, Balyoz davası kararlarının doğru olduğu sonucuna varmak mümkün değildir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları