Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Y. Özdil’in İthamı’

22 Mayıs 2014 Perşembe

Kadıköy’den emekli inşaat yüksek mühendisi Erhan Özyürekli’nin bir iletisi düştü, bilgiyasarıma.
Olduğu gibi
aktarıyorum:
“Sayın Yazar, Yılmaz Özdil ‘dünya tarihi sizin kadar ahlaksız bir medya görmedi’ diye yazdı.
Hangi medya kadrosunu kastettiği konusunda bir fikriniz var mı???
Bu çok ağır bir itham değil mi?
Siz de bir medya mensubu olarak Yılmaz Özdil’in kime karşı söylendiği belli olmayan bu ithamı karşısında ne düşünüyorsunuz?”
Hemen belirterek yanıtlayayım:
Değerli meslektaşım Yılmaz Özdil’in ithamına özde katılıyorum. İthamın çok ağır olup olmadığını ise değerli okurların takdirine bırakıyorum.
Hiç unutmuyorum. Geçen haziranda yapılan Galatasaray Pilavı günü okulun girişten soldaki kanadına tepeden aşağı sarkan bir koca pankart asılmıştı. Üzerinde iktidarın yandaşı da olmaktan öteye geçmiş, kendini sınırsızca kullandırmakta hiç beis görmeyen biri Başbakan’ın Alo hatlarından olan, öbürü ise sözde muhalifiyken, sonra danışmanlığına terfi eden iki Galatasaray mezununun resimleri vardı ve altlarında şunlar yazılıydı:
“Sorarlarsa onlar bizden değil, dersiniz.” Bunu görünce güldüm, ama yanımdaki arkadaşıma da sormadan edemedim:
- Biraz ağır değil mi?
- Ne ağırı be, dedi, hafif bile olmuş!

***

İthamın kime yönelik olduğu konusuna gelince: Bir fıkra vardır çok ünlü.
Adamın biri, başbakana küfür etmiş, polis derdest etmiş.
- Hadi bakalım, demiş, yürü gidiyoruz.
- Ne oldu?
- Başbakana küfür etmişsin!
- Yok yahu, demiş bizimki, bizim başbakana değil, Hotanto Başbakanı’na küfür ettim.
- Hadi be sen de, demiş polis, bunca yıllık polisim, ben hangi başbakana küfür edileceğini iyi bilirim.
Artık, müsaade edin de, bunca yıllık baskı
- demokrasi deneyimi olan bir toplumda, halk ahlaksız medyadan söz ederken kimin kastedildiğini bilsin yani!
Ahlaksızlık şampiyonluğu yarışmasında, bugünkü yandaş medyanın birinci sırayı kapıp kapamayacağı konusunda kesin bir şey söylemek kolay değil.
Olayları tarih içinde değerlendirirken, en ahlaksız, en zalim, en hırsız gibi benzetmelerde doğruyu bulmak çok güçtür
Bugünkülerin en ahlaksız olup olmadıklarını bilmem ama, geçmiştekilere göre daha fazla nemalandıkları bir gerçektir.
Ama kabul etmek gerekir ki, gelenek Osmanlı’dan bu yana sürmektedir. Abdülhamit bile gazeteciler içinden kimilerini süründürmüş, kimilerini ise satın almıştır.
Satın alınanlar arasındaki kimi isimlerin burada tekrarlanması bile toplumsal vicdanı rahatsız edebileceği için, açıklamamayı daha uygun buluyorum.

***

Menderes döneminde de bugünkü yandaş medyanın muadili olan besleme basın vardı ve marifetleri bugünküleri aratmazdı.
Bu arada, yüksek inşaat mühendisi okurum Hızal Aküren’’in pazar günkü yazım üzerine gönderdiği iletiye de değinmek isterim.
“Bugünkü iktidarın yaptığı bölücülüğü, geçmişteki Demokrat Parti’nin Vatan Cephesi ayrıştırması ile mukayese etmek hiç doğru değildir ve bugünkü durumu en azından hafife almak demektir. Bugünkü AKP iktidarının yaptığı bölücülük Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığıdır” diyor.
Bu uyarıya göre yandaş medyayı, zararlı olma yarışında en önde göstermekte haklıdır Yılmaz Özdil.
Özdil’in sözünü ettiği yandaş basının işbirliği ile oluşturduğu algı sayesinde, insanın hayatının da, hakkının da, emeğinin de, özgürlüğünün de ayaklar altına alındığı, Başbakan’ı protesto eden vatandaşın bizzat Başbakan tarafından yumruklandığı dikta rejimi egemen olabilmektedir.
Özdil’in suçladığı, yalandan, iftiradan, yalakalıktan yüksünmeyen medyanın mensupları, devran döndüğünde gemiyi ilk terk edenler olacaklardır.
Zaten bir kısmı yavaştan çark etmeye başladılar bile.
Üstelik, ne günah çıkarma kaygıları var ne bir şey. Hepsi sanki herkes geçmişi unutmuş gibi, daha şimdiden hürriyet kahramanı pozlarıyla gezmeye başladılar bile.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları