Tepkide ÖlçüÇözümde Siyaset

23 Aralık 2011 Cuma
\n

\n

Fransa millet meclisinin Ermeni soykırımının inkârını suç sayanöneriyi kabul etmesi üzerine kamuoyunda ve siyaset çevrelerindeki kimi tepkilerin yadırgatıcı ve Türkiyenin çıkarları açısından sakıncalı olduğunu belirtmek gerek.

\n

Tabii ki, devletler arası ilişkilerde mütekabiliyet, yani karşılıklılık ilkesi esastır. Ama verilen tepkilerin ölçülü olması gerekir.

\n

Ölçüsüz tepki, tepkisizlikten beterdir.

\n

Siyasette tepki, akıldan kaynaklanır, duygusal tepkilerin anlamı olmadığı gibi, zararı, yararından fazladır.

\n

Ne yazık ki, Türkiyenin tavrı da çoğu zaman bu olmakta; komik, aynı zamanda da utanç verici sonuçlar doğurmaktadır.

\n

Nitekim, Fransanın Ermeni asıllı politikacılarından Patrick Devedjian (Deveciyan) rahatlıkla şunları söyleyebilmiştir:

\n

- Türklerin tepkilerinden çekinmeyin; gürültü çıkarırlar, arkasını getiremezler.

\n

Bu açıklamaya yol açan gözlem doğru mudur yanlış mı, iyice bir düşünelim ve bu saptamadan dolayı kime kızacağımıza ondan sonra karar verelim.

\n

***

\n

Ermeni soykırımı iddialarının gündeme gelmesi, otuz yıldan önceye dayanıyor.

\n

ASALA cinayetlerini de kapsayan bu süre zarfında, hep reaksiyon göstermekle yetinen Türkiye, 1915 olayları konusunda bir devlet politikası oluşturup, onu yeterli inandırıcı delillerle, belgelerle desteklemek yolunu tutamadı.

\n

Reaktif tavırlardan proaktif politikalara geçilmemesi yüzünden uğranılan zarar da büyük oldu ve birçok platformda soykırım iddiaları kabul gördü.

\n

Türkiyenin soykırım yaptığını iddia edenlerin hedefi, 1915in yüzüncü yıldönümü. O zamana kadar, daha üç yıl var. Eğer bu süreyi de sadece tepkiyle geçiştirmekle yetinirsek, 2015te bugünkünden de daha geride bir noktada olacağız.

\n

Şu anda kamuoyunda konuşulan tepkilerin bir kısmı uygulanabilir değil, bir bölümünün uygulanması halinde, Türkiyenin uğrayacağı zarar, Fransanın uğrayacağı kayıplardan da büyük olacak, bir başka bölüm ise ırkçı ve utanç verici.

\n

Diplomatlık (özellikle Washington büyükelçisi olduğu dönemde) aktif politikacılık yılları sırasında, Ermeni soykırımı iddiaları ve 1915 olayları konusunda etkili çalışmalar yapmış bulunan emekli büyükelçi ve bundan önceki iki dönemde de CHP İstanbul Milletvekili olan Şükrü Elekdağın ise Fransaya karşı uygulanabilecek, özgün bir politika önerisi var.

\n

***

\n

Sayın Elekdağın daha önce de dile getirdiği ve son olayların ışığında bir kez daha güncelleşen önerisini kısaca özetlemek isterim.

\n

Türkiyenin iddianın taraflarından olan Ermenistan üzerinde yumuşak gücünü kullanarak etkili olması gerektiğini de söyleyen (o noktaya ileriki yazılardan birinde dokunacağım) Sayın Elekdağ, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen Birleşmiş Milletler Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesine göre, soykırım suçun tanımlandığını, suçun sabit görülebilmesi için, kanıtlanması gereken maddi ve manevi unsurların belirlendiğini, soykırımın olup olmadığına karar verebilecek olan merciin Uluslararası Adalet Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı olduğunu belirtmektedir.

\n

Sayın Elekdağın önerisi şudur:

\n

Türkiye Uluslararası Adalet Divanına iki hususun aydınlatılması için başvurmalı.

\n

Bunlardan birincisi Fransız parlamentosunun 1915 olaylarının soykırım olduğuna karar verme yetkisine sahip olup olmadığını sormaktır.

\n

Mahkemeden karara bağlanması istenecek ikinci husus da 1915 olaylarının, BM 1948 Sözleşmesi hükümleri ve Kanunsuz suç olmaz ilkesi gereği soykırım olarak kabul edilebilip edilemeyeceğidir.

\n

Fransız parlamentosunun son kararı ve 2001de kabul ettiği yasalar karşısında yapılması gerekenin bunlar olduğunu söyleyen Elekdağın önerisinin uzman hukukçular ve diplomatlardan oluşturulacak bir heyete inceletip gereğinin yapılmasında yarar var.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları