Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Süleyman Demirel

26 Ekim 2014 Pazar

Sevgili,
Bugün Isparta İslamköy’de Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nin açılış töreni var.
Demirel Vakfı’nın düzenlediği müze, Hacı Yahya Evi, Şehriban Hatun Camii, Süleyman DemirelÖzel Arşivi, Süleyman Demirel Kütüphanesi’nin de bulunduğu Süleyman Demirel Külliyesi çerçevesinde yer alıyor.
Hemen hemen Cumhuriyet ile yaşıt olan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel (doğumu 1924) yaşarken tarihteki yerini almış bir kişi.
Yaşamına baktığınız zaman, onun bir başarı öyküsü olduğunu görüyorsunuz.
Evet Isparta’nın İslamköy’ünde doğmuş olan bir köylü çocuğu, Cumhuriyetin okullarında yetişip, pozitif bilimler okuyup, Cumhuriyet tarihinin en genç genel müdürü oluyor, daha sonra, Osmanlı dönemi doğumlu cumhurbaşkanları ve başbakanları izleyerek, ilk kez bir Cumhuriyet çocuğu olarak, yönetimin zirvesine erişiyordu.
Süleyman Demirel’in başbakanlığı ile birlikte Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş, iyi eğitimli bir Cumhuriyet çocuğunun yönetimin zirvesine oturmasıyla Cumhuriyet, kendini yönetecek öz kadrolarını yetiştirme yetisini kanıtlıyordu.
Bu hem o çocuğun hem de Cumhuriyetin büyük başarısıydı.
                                                            ***
Evet Cumhuriyeti Osmanlı uyruğu olarak doğmuş, Osmanlı’nın okullarından yetişmiş insanlar kurmuşlar, nice badireyi atlatarak geliştirmişler, çok partili bir hale getirip, Cumhuriyetin uyruğu olarak doğmuş, onun okullarında yetişmiş olanlara teslim etmişlerdi.
Cumhuriyetin kurucularından İsmet İnönü, 1950 seçimlerindeki yenilgisinden sonra “Bu benim en büyük zaferimdir” diyecekti.
Gerçekten de Cumhuriyetin ilanının 27, “Tevhidi Tedrisat”ın 26. yılında bir tek parti devletinin çok partili yapıya dönüşmesinden büyük başarı olabilir miydi?
Çok partililiğin korunması güç oldu. Ve Süleyman Demirel de “çok partili yapıyı” koruma mücadelesinin yürütücülerinden biri olarak, Türk demokrasisinin otuz beş yıllık dönemine damgasını bastı.
Lenin “Siyaset Neva Prospeckt’de gezmeye
benzemez, gırtlağına kadar çamura batarsın”
diyordu.
Bu gerçek bütün siyasetçiler için geçerlidir.
Bir ülkeyi ve siyasal olayları irdelerken olanların yalnızca siyasilerin iradelerinin ürünü olmayıp, toplumsal birikimlerin, dürtülerin sonucu olduğunu da gözden uzak tutmamalıyız.
Kim ki içinde bulunulan bütün kötülüklerin müsebbibi olarak, iktidardaki kişiyi gösterir, o gerçekte hiçbir şeyi doğru dürüst görememiş demektir.
                                                            ***
Hele hele halkın oyuyla, iradesini beyan etme olanağını bulduğu hallerde, iktidar, en azından hem nedendir, hem de sonuç.
Bu gerçeği göremeyip “Şu adam giderse bütün sorunlar biter” diyenlerin selamete ermeleri güçtür. Çünkü o adam ne olursa olsun, biraz da sonuçtur.
Irak’ta Saddam’ın gitmesiyle demokrasinin geleceğini sananlar, Saddam’ı doğuran nedenler ortadan kalkmadan sonucun değişmeyeceğini, çok acı deneyleri yaşayarak gördüler.
O yüzden siyasetçinin başarısını, onun içinde bulunduğu koşullar çerçevesinde irdeleyip değerlendirmek gerek.
Tabii ki bu iktidarın dizginlerini elinde tutanın iradesinin hiç mesabesinde kabul edilmesi anlamını taşımaz. Bütün mesele koşulların katkısıyla siyasetçinin katkısı arasındaki bağlantıyı doğru kurmaktır. Zaten tarihin yargısının üstünlüğü de bu fırsatı sunmasındadır.
O zaman, kaç kez seçim yenilgisiyle, kaç kez darbeyle devrilip gittiği zirvelere yeniden tırmanmayı becerebilen Süleyman Demirel’in kişisel bir başarı öyküsü olan yaşamını irdelerken, aynı sürecin Cumhuriyetin başarısı olup olmadığı sorusunun yanıtını da bugün vasıl olduğumuz neticeye bakarak, Cumhuriyet çocuklarının, Cumhuriyetin Cumhuriyet çocuğu olamayan kurucularına oranla daha çok mu, daha az mı başarılı oldukları konusundaki hükmü de tarihe bırakalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları